BELKİ BAZEN SANKİ

26-01-2017

Alın size nur topu gibi bir kutuplaşma konusu daha.

Herkes kalesine çekilip top atışlarına başladı bile.

Skor ne olur şimdiden kestirmek mümkün olmasa da maç başladı gibi.

Sandıklar kurulmadan darağacı ve giyotinler hazırlandı bile.

Özellikle sosyal medya üzerinde bilhassa sanatçı tayfası üzerinde oyunu belli etme, ettirme baskısı aldı başını gidiyor.

Ama dikkatinizi çekti mi bilmiyorum fakat temel kapışma, referandumla değişecek değiştirilecek anayasa maddeleri haricinde neredeyse her şey.

Hal böyle olunca neyin ne olduğuna bakmaksızın herkes yine mevziisini, liderini, partisini korumaya odaklanmış.

Kimse de demiyor ki biz neyin kavgasındayız.

Çünkü aslında herkes biliyor neyin kavgasını yaşadığını, kimse kimseyi dinlemiyor çünkü herkes herkesin ne diyeceğini de çok iyi biliyor.

Diğer yandan, Nisan ayında yapılacağı öngörülen referandumun sonuçlarına ilişkin herkes bir şey söylüyor, anketler ve bahisler de açıldı.

Biri bıyıklarını, diğeri saçlarını öteki sakalını ve de şeyini ortaya koyanlar var.

Yüzde bilmem kaç referandumdan ne çıkacağı, gündemimizin ilk sırasını kaptı bile. Tırmanışını sürdüren altın ve döviz fiyatları bile konuşulmaz oldu.

Durum çok ciddi…

İçeriğini ne olacağını ne değişeceğini geçtim referandum kelimesinden başladı tartışma, referandum mu yoksa referandum mu?

Şimdi siz de alın o çok akıllı telefonunuzu bir selfie video çekin.

Alakalı alakasız bir sebep üstüne evet ya da hayır videosu çekip yükleyin her bir medya aracına.

Televizyonlarda, evlendirme programlarında bir daha Hanife’yi görmemek için evet diyorum. Hayır mı demeliyim yoksa?

Kafam bir daha karışmasın diye belki diyorum.

Olmadı gibi oldurabilmek için sanki diyorum!

Satranç tahtasında benle oynanmasın ama cehennemlik olmadan satranç tahtasında tavla oynamak istiyorum onun için bazen diyorum.

Pembe panjurlu sandıktan bir ev istiyorum onun için mesela diyorum. Kayışı kopardım yapıştırmak istiyorum onun için bali diyorum.

Anlamak ya da anlatmak mümkün değil artık. Anlatmaya çalışmak israf edilmiş bir enerji olacak.

Dalganıza bakın.

Germeye gerilmeye hiç lüzum yok meclistekiler yeterince gerildi zaten. Onların gerilimi tüm memlekete yeter.

Hatta şöyle bir öneride bulunabilirim. Meclisteki siyasi partiler Acun’un Sörvayvırına katılsın kazananın dediği olsun.

Ne dedikleri zaten önemli değil, kazanan alsın yürüsün.

Hatta Erkan Yolaç’a emanet etsinler meseleyi, bir evet hayır yarışmasıyla bitirsin işi.

Var mıyım yok muyum bilmiyorum.

Hamdi beye mi bağlansak?

Yok iyisi mi ben kutuma pardon sandığıma gitmek istiyorum..

Sıkıldım hepsinden çay içmek için mesela diyorum…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?