Ziya Gökalp Okulu önünde geçen hafta yaşanan arbedeye şahit olmuş ve konu ile ilgili bir yazı kaleme almıştım.
Yazıda “boyları kadar bıçaklar öğrencilerde ne arıyor” başlığı altında hem gözlemlerimi yazmış hem de toplumsal şiddet kültürüne dikkat çekmiştim.
toplumsal şiddete dikkat çekme adına kaleme aldığım bu yazı epey bir yankı buldu.
Olumlu olumsuz eleştiriler aldım.
Yazı gazetenin internet sayfasında yayınlanır yayınlanmaz Emniyet, Milli Eğitim Müdürlüğü ve Ziya Gökalp Okulu Yöneticileri, o gün yaşanan arbede ile ilgili ayrıntılı bilgiler verdi.
Yazıdaki tek amacım sadece bilgilendirme değildi, meseleye yaklaşımla ilgili sitem ve eleştiriler de içeriyordu.
Konu şiddet ve öğrenciler olunca elbette yetkililer tarafından daha ciddiye alındı.
Yazımdan hemen sonra olayla ilgili detaylı açıklamalar yapıldı.
O yüzden bu yazımda meseleye bir kez daha değinme gereği duydum.
Gazete tarihinden dolayı mesele sanki Cumartesi Günü yaşanmış gibi anlaşılıyordu.
Oysa benim tanık olduğum olaylar 13 Mart değil, 12 Mart 2021 tarihindeydi ve Cuma Günüydü.
Diğer bir yanlışlık, ilkokul öğrencilerinin değil de ortaokul öğrencilerinin dağılma saatiydi, dolayısı ile ilkokul öğrencileri değildi olaya karışanlar.
Elbette olaya karışan birkaç öğrencinin elinde bıçak vardı, ancak kavga, öğrenci grupları arasında değilmiş.
O gün yaşananlarla ilgili yapılan açıklamalar ve edindiğim son bilgiler gözlemlerimi doğruluyordu.
Okulun bulunduğu cadde üzerinde iki aile arasında bir kavga yaşanmış ve kavgaya her yaştan bireyler katılınca arbede oluşmuş.
Olayın yaşandığı saat ortaokul öğrencilerinin dağılma saatiydi, kimisi meraktan kimisi de kavgaya tutuşanlar arasında yakınları olduğu için kavganın yaşandığı yöne doğru koşuyorlarmış.
Kavgaya karışanlardan yaralanıp hastaneye kaldırılanlar ve gözaltına alınanlar olmuş.
Öğrencilerin de karıştığı bıçaklı, sopalı olayının ayrıntıları kısaca böyle.
Keşke bu tür olay hiçbir zaman yaşanmasa ve biz de yazmasak.
Çünkü her türlü şiddet, halkın huzurunu kaçırmaktan başka bir şey getirmez.
Toplum olarak ne yazık ki anlamsız, manasız bir şiddet sarmalı içerisinde yaşıyoruz ve yaşananlardan olumsuz olarak çok etkileniyoruz.
Bakın Emniyet Ekiplerinin geçenlerde yaptığı denetimlerde birkaç saat içerisinde 8 kişide ruhsatsız silah ele geçirildi.
Ayrıca hangi arabaya bakarsanız bakın, çoğu kişinin arabasında savunma veya saldırı amaçlı koca sopalar var.
Diğer bir acı gerçek, kimi çocuk ve gençler sustalı bıçaklar, kesici aletleri adeta aksesuar gibiymiş gibi bulunduruyor.
Mevcut tablo, elbette iç açıcı değil.
Bu durum, toplumda bir şiddet kültürünün gittikçe yer edindiğini gösteriyor.
Bu sorun toplumsal huzurumuzu bozmasın diye bugüne kadar birçok kez yazılar yazdım.
Toplumda yer edinen şiddet sorunu hepimizin sorunudur, herkes şiddete karşı durmalı ve mücadele etmelidir, kısaca bunu izah etmeye çalışıyorum yazılarımda.
