BİR VİRÜSÜN GÖR DEDİKLERİ

05-05-2020

Küçücük bir virüsün tüm dünyayla beraber bizi eve kapattığından beri neler öğrendik neler. 

Sevdiklerimizi devamlı erteleyip ihmal ettiğimiz ziyaretleri mi yoksa sarılmayı mı dersiniz. Üç beş dostla oturup hasbihal etmenin kıymetini mi?

Park ve bahçelerde şimdiye dek fark etmediğimiz ağaçların çiçek açmış dallarının gölgesine sığınıp derin derin çektiğimiz o çiçeklerin kokusunu mu?

Eskiden her birimize kıymetsiz gelip de değerini bilmediğimiz onca şey yavaş yavaş değerine kavuşmaya başladı. 

Türkiye’de 3 bin 461 dünyada ise 251 bin kişinin canına mal olan acı bir tecrübe oldu hepimize. 
İnsan dünyadan çekilmese de sokak ve caddelerden çekilince tabiat biraz cesaretlenip saklandığı yerden geri çıkmaya başladı. 

İlkin çocuk parklarında çocukların ayakları altında ezilmekten fırsat bulup da başını çıkaramayan çimler görünmeye başladı. Ardından kimi yerde papağanlar kimi yerlerde geyikler gizlendikleri yerlerden çıkıp görünmeye başladı. 

Sıra bizde, siz varken olmuyor, az da siz saklanıp gizlenin der gibi hepsi bir bir çıkmaya başladı terk ettiğimiz yerlere.

Hava kirliliği de azaldı çünkü kirletmenin en büyük faili kirlenmekten virüslenmekten korkup evine çekildi.

İnsan, yaratılmış en büyük katil, insan, ölmekten ve bir virüs tarafından öldürülmekten korkup evine kapandı.

Keşke bugün öğrendiklerimizi, böyle büyük bir can kaybıyla değil de bilgelerimizin uyarı ve tavsiyeleriyle öğrenebilmiş olsaydık demeden edemiyor insan.

İki ayı aşan bir süredir bu korkuyla kapandığımız evlerimizde belki ilk kez bu kadar çok vakit geçirdik ailelerimizle, kimilerimiz için birbirini boğup bunaltacak kadar çok, kimilerimiz için de bugüne değin farkına varmadığımız özlemlerimizi doyuramayacak kadar az.

Eminim ki bu kadar tanıyıp sarılmamıştık eşlerimize bu kadar çok paylaşmamıştık bu kadar çok beraber üretmemiştik. 

Kimimiz bahçesinde çocuklarıyla beraber ağaçlarına olmadı balkonlarında çiçeklerine sarılıp çocuklarının ellerini toprakla tanıştırdı.

Kimimiz aynı mutfağın tezgahında eşinin elindeki hamuru paylaştı.

Kimimiz kitabına sarılıp o kitaplarda okuduğu cümleler eşine sarıldı, aynı filmin heyecanında korkup eşiyle ağladı.

Aslında potansiyelimizin her anlamda potansiyelimizin sandığımızdan fazla olduğunu gördük, kimse olmayınca biz bize neler yapabileceğimizi test ettik.

Çiçekler ektik, evde ne kadar onarılacak şey varsa tamir ettik. Erteleyip durduğumuz onca şeyi yapılacaklar listesinden silip kurtulduk.

Ama hepsinden çok özlemeyi öğrendik.. Özlemenin ne güzel şey olduğunu öğrendik.

Değersizleştirdiğimiz hayatımızı belki de tüm o küçük detaylarıyla yeniden değerine kavuşturmak için bu önümüze konan bir fırsattır.

Umuyor ve diliyorum ki bugünler yarınlarımıza daha çok değer katar.
     

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?