BOL ACILI YAZILAR

01-08-2017

Denk geldiği müddetçe yazılarımı okuyan gazetemiz okuyucusu, benimle ilgili bir değerlendirme yapmadan önce “eleştiriye açık mısınız?” diye sordu. 

Haklı ve mantıklı her türlü eleştiriye her zaman açığım” cevabımdan sonra başladı benimle ilgili düşüncelerini açıklamaya.

Yazılarınız çok dramatik ve acılı” dedi.

Aslında diğer bir okuyucumdan da internet üzerinden benzer bir eleştiri gelmişti bana.

Gazetemizin internet arşivine girip yazılarıma bir göz atayım,

Bu eleştiri ve tespitler ne derece doğru diye.

Gerçekten hemen hemen iki yazımdan birinin satır aralarında mutlaka bir karamsarlık, umutsuzluk hissettim.

Yani anlayacağınız yazılarımda, bir arabesk havası hissettim.

Gerçekten yazılarımın acısı zaman zaman fazla kaçmış.

Tabi bunun tek nedenini sadece ruh halime bağlamak, doğru değildir.

Yaşadığımız coğrafyanın sosyo-politik durumundan tutun, yaşamın her alanındaki problemlerin de etkisi büyüktür.

İster istemez ortamdan, koşullardan etkileniyorum.

İnsan olup etkilenmemek de mümkün değildir.

Hele hele benim, çok hassas bir yapım var.

Sadece şehrimizde ve ülkemizde yaşananlar değil, dünyanın neresinde olursa olsun yaşananlar beni ilgilendiriyor ve etkiliyor.

“Bana ne” diyemiyorum, deseydim zaten her şeye rağmen hala yazı yazmada ısrar etmeyecektim.

Ama inanın çoğu zaman yaşanan olumsuzluklar sadece yazılarımı değil moral ve motivasyonumu da allak bullak ediyor.

Belki yazılarımda acının dozu biraz kaçmış olabilir, ona bir şey diyemem ancak çok ciddi manada abartı da söz konusu değildir.

Elbette bol acılı yazılar yerine umut dolu, neşeli yazılar yazmak isterdim.

Elimde olsa güzel, mutlu günleri hemen çağırırdım.

Takılı kaldıkları yerden onları kurtarırdım.

Bütün barikatları ve engelleri de kaldırırdım.

Şehrimizi, ülkemizi, dünyamızı gül bahçesine dönüştürürdüm.

İnsanların birbirine haksızlık yapmadan,

Birbirini incitmeden,

Ötekileştirip dışlamadan,

En önemlisi birbirleri ile sürekli savaşmadan, kardeşçe yaşamalarını sağlardım.

Ama ne yazık ki bunu sağlayacak sihirli bir değneğim yok.

Sadece ve sadece bütün bunları gerçekleştirmek için çabaladığım yazılarım var.

Yazı yazmayı da umutlu ve mutlu bir insanlık için yazıyorum.

Ama şunu da kabul ediyorum;

Bazen yazılarımda “acı” biraz fazla kaçıyor.

Bundan sonra yazılarımda acı oranına daha fazla dikkat edeceğim.

Daha doğrusu yazılarımı biraz ruh halim ve duygularımın etkisinden kurtaracağım.

Tabi kurtarabilirsem!

Tabi özgürleştirebilirsem.

Pek sanmıyorum ama yine de söz veriyorum, bunun için elimden gelen gayreti göstereceğim.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?