BOŞANMA DAVASINDA EŞİN MAL KAÇIRMASI NASIL ÖNLENİR?

08-06-2018

Bilindiği üzere 1 Ocak 2002 yılında yürürlüğe giren 4721 Sayılı Medeni Kanun ile “edinilmiş mallara katılma rejimi” yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Diğer mal rejimlerinin seçilmemiş olması durumunda edinilmiş mallara katılma rejimi yasal mal rejimi olarak eşler arasında geçerli olacaktır.

Edinilmiş mallara katılma rejimi ile, eşlerin evlilik birliği içinde edindikleri mallar üzerinde yarı yarıya hak sahibi olmaları kabul edilmiştir. Yazımızda öncelikle edinilmiş malların neler olduğunu belirttikten sonra, mal kaçırmanın nasıl önleneceği hakkında bilgi verelim…

Medeni Kanuna göre eşler kendi kişisel mallarını geri alır.

Daha sonra edinilmiş mallar yarı yarıya paylaştırılır.

Kişisel mallar Medeni Kanunda;

• Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,

• Eşlerin üçüncü kişilerden olan manevi tazminat alacakları,

• Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına hasredilebilecek eşyalar,

• Yukarıdaki kişisel mallar yerine geçen değerler (Satış, takas vs. yoluyla kişisel mallar yerine geçen para veya diğer değerler).

Olarak belirtilmiştir.

Kişisel mallar paylaşıma dahil edilmeyecektir.

Edinilmiş mallar ise;

• Çalışmasının karşılığı olan edimler,

• Yukarıda saydığımız kişisel malların gelirleri

• SGK veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacıyla kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,

• Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen maddi tazminatlar (örneğin çalışan eşin iş kazası geçirmesi nedeniyle elde ettiği maddi tazminat),

• Edinilmiş malların yerine geçen değerler.

olarak belirtilmiştir.

Edinilmiş mallar eşler arasında yarı yarıya paylaştırılacaktır.

Boşanma sonrası diğer eşe edinilmiş mal varlığının yarısını vermek istemeyen eşin kötü niyetli davranışlarla mal kaçırmaya yönelmesi, boşanma davası öncesi ve sonrasında sıklıkla rastlanan durumlardan biridir.

Paylaşıma konu olacak ev, araba, arsa, banka hesabında bulunan para gibi değerlerin hileli bir şekilde elden çıkarılması ve satılması bu davranışlara örnek olarak gösterilebilir.

Kötü niyetli eşin hileli davranışlarının zamanında engellenebilmesi için bir avukata danışılması elzemdir.

Zira mahkemeden alınacak tedbir kararı ile malların devredilmesinin önüne geçilebilecektir.

Yine eşlerin aile konutu olarak kullandıkları evin, eşlerden biri tarafından diğer eşin rızası olmaksızın devredilemeyeceği de Kanunda belirtilmiştir.

Ancak öncelikle tapuda “aile konutu şerhi” konulması gerekmektedir. Şerh için eşin evlilik cüzdanı ve konutun ailenin yerleşim yeri olduğunu gösterir belge ile (muhtarlıktan alınabilir) birlikte Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurması yeterlidir.

Şerh konulduktan sonra kötü niyetli eşin aile konutunu devretmesi mümkün olmayacaktır.

Boşanma ve boşanma sonrası mal paylaşımı davalarında, konunun teferruatı ve önemi sebebiyle hukuki yardım alınması önerilmektedir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?