BU YAZ SICAK GEÇECEK GİBİ!

22-05-2016

Önümüzde birikmiş ve değinilmesi gereken onca yerel konu varken, ülkenin gündemindeki yakıcı meseleleri yazmak zorunda kalıyoruz.

Baharı geride bırakıp sıcak yaz günlerine doğru adım adım yaklaşıyoruz…

Ülkenin gündemi de bölgede artan çatışmalar, TBMM’de AK Parti, CHP ve MHP’li Vekillerin oyları ile Millettekilerinin Dokunmazlıklarının Kaldırılması ile bu yaz mevsiminin sıcak geçeceğini işaret ediyor.

Şu anda devam eden çatışmalar sonucunda her gün ölümler ve yıkımlar yaşanıyor. Çatışmaların durdurulması yönünde hiçbir önemli çaba ve umut yok.

Her iki cepheden de “bu son yaz” deniliyor.

Yani şiddet yöntemi ile zafer kazanılacağına dair mesajlar geliyor.

Bu mesajlardan biz şunu anlıyoruz; geçen yazdan bu yana binlerce kişi öldü, önümüzdeki yaz da bu ölümler artarak devam edecek.

Oysa şiddet ve ölüm, sorunu daha çok derinleştirip çözümü adeta imkânsızlaştırıyor.

 Şiddet sarmalında adeta akıl tutulması yaşanıyor.

Toplum gittikçe geriliyor, adeta ülke bir kaosa doğru sürükleniyor.

Bu ülkenin aklıselim insanları yalvarıyor, “durdurun” diyorlar şiddeti ölümleri.

Oralı olan, dinleyen, takan yok!

Tek çare olarak, savaşarak bu işin çözüleceğini sanıyorlar.

Yanılıyorlar.

Tıpkı 30 yıldır savaşarak sorunu çözmedikleri gibi, mevcut anlayış ve yöntemlerle de bu sorunu çözmeleri mümkün görünmüyor.

Çözüm askeri ve güvenlikçi yöntemlerle değil ancak demokratik yol ve yöntemlerle olur.

Çözümün adresi Meclis çatısıdır.

Yani Meclisteki 550 milletvekili bu sorunu çözmekle mükelleftir.

Oysa Meclis, çözüm bir yana dursun, daha çok çözümsüzlük için adımlar atıyor.

Örneğin milletvekillerin dokunmazlıklarının kaldırılması, siyasal çözümsüzlüğün en belirgin halidir.

Demokratik bir anayasa için TBMM’de birliktelik sağlamayan AK Parti, CHP ve MHP, dokunmazlık söz konusu olunca birlik olmakla övünüyor.

Oysa bu tablo övünülecek bir durum değil, demokrasi adına utanılacak bir durumdur.

Dokunmazlıkların kaldırılması ile Milletvekillerinin TBMM çatısı altında çözemediği meseleler meseleyi yargıya havale edildi.

Dokunmazlığın kaldırılmasına “EVET” diyen vekillerin mesajı şöyle okunuyor:

“Biz bu işi kendi içimizde konuşarak, tartışarak halledemedik. Size zahmet bu meseleyi bir şekilde siz hal edin” diyorlar.

Muhtemelen bundan sonraki süreçte Cumhurbaşkanı, dokunmazlıklar ile ilgili TBMM’de kabul edilen anayasa değişikliğini kabul edecek, değişiklik Resmi Gazetede yayınlanacak ve sonrasında top yargıda olacak.

Milletvekilleri için hazırlanan 667 fezlekeden 405'i HDP’lilere aittir.

Muhtemelen yargı süreci çok hızlı işleyecek çünkü her bir fezleke bir nevi iddianamedir.

405 iddianamenin mahkemelerce kabul edilebilir, tutuklu yargılama kararı da çıkabilir.

Çıkmasa da bir iki ayda mahkemeler vekiller hakkında davaları sunuca bağlarlar.

Yargılama sonucu birçok milletvekilinin vekilliği düşebilir, bu durumda cezaevine gönderilme riski ile karşı karşıya kalabilir.

HDP’li vekillerin TBMM çatısı altında kalmalarından hoşnut olmayan iki kesim var:

 Size ilginç gelebilir bunlar hem Türk ulusalcılar ve hem de Kürt ulusalcılardır.

Yani Türk ve Kürt milliyetçilerinin (ulusalcıları) HDP’li Milletvekillerinin geleceği konusunda düşünceleri aynıdır.

 

Hiçbir düşüncede ortaklaşmayanların, HDP Vekillerinin geleceği ile ilgili aynı noktada buluşması ise sorunun demokratik yöntemlerle çözülmesini isteyenleri endişelendirip kaygılandırıyor.

Böylesi kaygılarla gireceğimiz yaz mevsimi, yaşanacak yeni gelişmelerle belli ki geçmiş bütün yazlardan daha sıcak geçecek.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?