BULMACALI KÖŞE

22-03-2017

28 yıllık gazetecilik deneyimime dayanarak içtenlikle söylüyorum, inanmıyorum.

Bilseydiler ellerine aldıkları gazetede yazılanlar onu ilgilendirse de ilgilendirmese de son cümlesine kadar emek olduğunu, saygıdan dolayı dikkatli bir şekilde okurlardı.

Elbette her gazete okuru, gazetede ilgisini çeken haberi, köşe yazısını veya yazıyı okumakta özgürdür.

İlla ki satır satır her gün gazeteyi okuması gerektiğini söylemiyorum.

Okuyup okumama noktasında özgürdürler.

Demem şu ki bir gazeteyi basım aşamasına getirmek kolay değil.

Hele hele kıt imkanlar ve Batman gibi zor çalışma koşullarının olduğu yerlerde  gazetecilik daha da zordur.

Ama bu zorluğun farkında değil birçok kişi.

Bu yüzden gazeteciyi ve gazeteyi önemsemiyorlar.

Emeklerine saygı göstermiyorlar.

Bu yüzden birçok meslektaşımız gibi çoğu zaman kendimiz yazıp, kendimiz okuyoruz.

Doğrusu bu beni moral açısından çok olumsuz etkiliyor.

Hele hele geçenlerde karşılaştığım bir durum, canımı daha da sıktı.

Gazetelerin en önemli abone potansiyelini, kamu kuruluşları oluşturuyor.

Bir kamu kuruluşuna iş icabı sabah erkenden uğradım.

Girişteki masanın üzerinde gazeteler dizilmişti.

Her gelen görevli, dağınık halde bulunan yerel gazetelerin içerisinden benimsediği gazeteyi alıp gidiyordu.

Daha çok hangi gazete tercih ediliyor diye baktım.

Özelikle gazete  ismine göre gazete arayan da vardı, gazetenin birinci sayfasındaki habere göre tercihte bulunan da vardı.

Ancak bir kamu çalışanı gazete seçmeye çalışırken özelikle dikkatimi çekti.

Çünkü gazeteleri teker teker açıp içlerine bakıyor, iç sayfasını incelediği her gazeteyi alıyordu.

Bu okuyucunun neye göre gazete seçtiğini merak ettim ve yanına yaklaşarak, neye göre gazete aldığını sordum.

Kamu çalışanı yanıt olarak “ben içinde bulmaca olan gazeteleri seçiyorum” dedi.

Şaşırdım o an ve “yani bir gazetede sadece senin için bulmaca bölümü mü önemlidir?” diye sorunca yanıtı beni şoke etti.

“Evet, sadece bulmacasını çözüyorum” dedi

O an çok şaşırdım ve basın emekçilerinin emeğine biraz daha üzüldüm.

Zaten bu ara gazetemizin internet sayfasının yenilenmesi nedeniyle okuyucu sayımızda düşüş yaşandığı için hepimizin morali olumsuz etkileniyor.

Her gün bin üzerinde okuma yapan yazılarım her ne hikmetse birden düşüşe geçti.

Bulmaca meraklısını da görünce, en iyisi köşemde ben de bulmaca yayınlayayım da belki okuyucu potansiyelim artar diye düşündüm.

Bu gidişle köşemde bir format değişikliğine giderek her gün bulmaca yayınlamaya başlayacağım.

Belki bu sayede bizi takıp eden okuyucu sayısı da artar.

Hem bulmaca işi, köşe yazısı yazmaktan da daha az risklidir ve daha az uğraştırıcıdır.

Bulmacalı köşe” adı bile okuyucu çeker.

Kimse bunu akıl etmeden en iyisi hemen hazırlıklara başlayayım.

Kesin benden sonra bunun örnekleri artar.

 En iyisi bu parlak fikri bir an önce hayata geçirip lisansını alayım ben.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?