BÜTÜN YOLLAR ÖLÜME ÇIKIYOR

14-07-2016

Allah’a emanet yaşıyoruz. Güzel ülkemde bütün yollar ölüme çıkıyor.

Karayolları mı dersin, denizyolları mı yoksa havayolları mı birinin birinden farkı yok.

Neden mi? Çünkü hepsini yöneten aynı devlet aklı.

Kahrolası, yok olası, batasıca devlet aklı.

Vatandaşı değil kendini korumaya şartlanmış, vatandaşa hizmeti değil vatandaş ı hizmeti koşturmuş.

İnsanı değil kendini kutsamış, kindar, vahşi, cani, güce kul köle devlet aklı.

Sadece mayıs ayında 291, 2016 yılının ilk beş ayında ise 1.172 kişi kurban verdiğimiz trafik kazalarını asgariye indirmek için gereğince çalışılıyor mu dersiniz?

Yoksa çalışılıyor gibi yapılıp devlet ve kurumları sorumluluk yükünü üstünden atmaya vatandaşın haklı şikâyetlerinden paçasını kurtarmaya mı çalışıyor.

Daha 2 gün önce sevdiğim bir dostum, abim Batman-Tatvan arasında bir kaza yaptı. Batman’da bütün basın camiasının yakından tanıdığı bildiği ve Batman’ın en eski matbaacılarından biri Matris Matbaasının Sahibi Hüseyin Abi (Ay) eşi ve çocuğuyla Batman’a dönerken, karayollarının yol çalışması yaptığı ve mucur döktüğü yolda şarampole yuvarlanarak ölümcül bir kazayı, her birinde farklı yerlerinden olmak üzere çeşitli kırıklarla atlattılar.

Sevgili kutsal devletimin sorumsuz kurumları öldürmeye çalıştı ama çok şükür ki Allah üçünü de korudu.

Bu kazanın sorumlusu kim dersiniz. Saatte 70 – 80 km hızla aracını süren Hüseyin Abi mi? Yoksa kaza olasılıklarına karşılık araç güvenliğini, hava yastıkları, son teknoloji fren sistemleri vs. ve benzeri teknolojilerle artıran otomobil firması mı? Yok ikisi de değil.

Yol çalışmasının ve bunun için döktüğü mıcırın, trafikte yol alan sürücüler için ortaya çıkardığı risklere dair tek bir uyarı levhası asmayan Karayolları’nın.

Hüseyin Abi ve ailesi kazayı çeşitli kırıklarla atlattılar çok şükür. Ama maalesef ki bu ve benzer sorumsuzluklar 2016 yılının ilk beş ayında 1.172 kişiyi hayatından ailesinden çoluk çocuğundan kopardı.

Yıllardır içinde yaşadığımız savaşa ve teröre, trafik terörüne verdiğimiz kadar, kurban vermedik.

Ama buna rağmen yıllardır sözüm ona, o terörü bitirmek için savaşa, savaşmaya ve öldürmeye ayrılan ve harcanan para kadar, yollarımızı iyileştirmeye, yollarımızda güvenlik tedbirlerini artırmaya ve kazalardan koruyarak insanları yaşatmaya o bütçeyi ayırmadık ve harcamadık.

Hüseyin Abi, Karayollarını mahkemeye vermeye hazırlanıyor netice alır mı bilmiyorum.

Hak hukuk yerini bulur mu sanmıyorum. Ama buna rağmen şikâyetçi olmak gerektiğini düşünüyorum. Netice almaya dönük bir umut, şikâyetçi olmalı.

Haksızlığa, hukuksuzluğa suskunluğa teslim olmak bir tarza dönmesin diye şikâyetçi olmak lazım. Belki kurum bir daha aynı sorumsuzluğu daha rahat yapmasın ve bu sorumsuzluk birilerinin hayatına mal olmasın diye şikâyetçi olmak lazım.

Yeri gelmişken söylemekte fayda var.

Uyarı levhası ve tabela asmak sorumluluktan kurtulmak için olmamalı. Ki birçoğunuz görmüşsünüzdür, Karayolları çalışma alanlarına astığı tabelalarla yol çalışması olduğunu, o yola girmenin tehlikeli ve yasak olduğunu belirterek alternatif bir geçiş oluşturmadığı çok oluyor.

Buraya girmek tehlikeli ve yasaktır diyor ama eve gitmek için de başka yolun yok.

Eve gitmek istiyorsan bu tehlikeyi göze alacaksın ya da eve gitmeyeceksin demeye getiriyor. Haaa eve gitmek için bu tehlikeli yola girdiğinde başına geleceklerden sorumlu değilim, demek gibi bir hinliğe giriyor.

Hani ilkokulda hepimize öğretilen bir atasözü vardır “kaza geliyorum demez” onun devamını unutmuşlar. Kaza geliyorum demez ama Karayolları o kazanın geldiğini bildirir ve tedbir de almaz. Bunu da nadiren yapar..

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?