ÇEVRE VE SAMİMİYETSİZLİK

06-06-2014

Dünya çevre gününü kutlayanlara sordunuz mu çevre için ne yaptılar. Ya da çevre bilincini oluşturmak için halkın nazarında nasıl ya da ne kadar rol aldılar. Kuru kuruya yapılmış bir yazılı bir basın açıklamasıyla çevreyi kurtarabiliyor muyuz kendimizi ya da tabiatı o yoz ve hodbin ve de nobran davranış biçiminden.

Dünya çevre gününü kutlayanların çok azı samimiyetle çevre ve tabiata ilişkin hassas bir tavır ve çaba sahibidir. Geriye kalanını atın gitsin Batman çayına. Pardon düzeltiyorum, yapmayın bunu yoksa bu da bizi Batman çayını kirletenlerden kılar.

İluh Deresinin ıslah çalışmaları ne oldu, kuruyan Garzan çayında balıkların akıbetinden haberiniz var mı? Kimi kurumların ya da vatandaşın atıkları iluh deresine boşalmaya devam etmiyor mu? Onun için inanmayın çevre ile ilgili yazılı basın açıklamalarına. Çevre için sokakta eylemde görmediğiniz insanın gazetelerdeki demeçleri olsa olsa basın açıklamasıyla görünür olma çabasından fazla değil.

Ama dün bir dostumla yürüdüğümüz Diyarbakır Cadddesinde önce dostumun sonra da onun uyarmasıyla benim dikkatimi çeken cadde ve kaldırımların temiz hali, Belediyenin başlattığı temizlik kampanyasının ortaya çıkardığı güzel bir görüntüydü. Temizlik her ne kadar belediyenin işi de olsa, Dünya Çevre Günü ile ilgili basın açıklaması yapan kurumların her biri benzer bir kampanya başlatsa belki o zaman çevre ile ilgili samimiyetlerine inanırım. Ama bu kampanya bilmem hangi dağa kuş uçmaz kervan geçmez bilmem hangi tepeye, sonrasında bakımı ve sulaması unutulacak fidanların dikimiyle açılacak ve kurutulacak bir orman olmasın lütfen. Gereksiz bir çevre şovuyla ektiğimiz fidanlarla kuruttuğumuz ormanların hesabını tutmaya kalksak o hesabın o fidanların günahının altından kim kalkabilir. Seni kınıyorum demişti bir dostum, gül fidesi alıp terasımda yetiştireceğimi söylediğimde ve bir gül fidesine bakamayacağımı bakımını yapıp sulayamayacağımı düşünmüştü. Yağmurun benim yerime yapacağını söylediğimde kaşları çatılmıştı sonra. Ellerinden düşürdüğü fotoğrafları alıp da baktığımda tabeladan ibaret o Maliye ormanının fotoğrafı olayın vahametini gözler önüne sermişti. Topladım kendimi ve özür diledim ama ne pahasına olursa olsun o gül fidesini canlı tutacağım sözünü verdim.  

Esentepe Konukevinin alt kısımlarında yüzlerce çamı kurutmadık mı, havalanı yakınında ki hatıra ormanının akibeti nedir ve daha nice hatıra ormanları. Hepsini geçin Hasankeyf yolu üzerinde hepinizin tabelasını gördüğü Maliye Ormanını kimse merak etmez, sormaz mı hangi ormanın tabelası bu diye.

Bu memleketin her konusuna ilişkin canlı dinamik bir vicdan sahibi olan Hasan Argunağa’yı bir çoğunuz tanırsınız. Onu tanıdığımdan beri çevreye ilişkin hassasiyeti ve çabası ile takdir ettiğim bir insan. 13 yıl boyunca Batman Çevre Gönüllüleri Derneğine başkanlık etti. Bu memleketin 300’ü aşkın tabela derneği arasında tabelasından çok çok daha büyük bir derneğe devamlı iş ürettirdi. Yakın zamanda derneğin açıkladığı çevre raporuna kaçınız göz attı kaçınız o raporu irdeledi bilemiyorum ama o rapordan çıkan görüntü hiç de iç açıcı değil.

Acilen değiştirilmesi gereken ve kanserojen madde içeren 150 kilometreyi aşkın asbestli su boruları hala görmezden geliniyor. Hasan bey çevre ile ilgili her konuyu Bakanla paylaştığını belirtiyor fakat bakandan bulduğu karşılık komik. Hasan Bey İluh Deresi Kentsel Dönüşüm projesinden bahsedince Bakan Beyin ne dediğini varın ondan dinleyin. Kuyubaşı TOKİ’nin açıkta akan lağım sularının Balpınar beldesine kadar ulaşması sorunu yerel ölçekte kurumlarımızdan çözüm bulamayınca Hasan Bey tarafından İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya iletilmek zorunda kalınması dahi, Batman’da kurumlarımızın Dünya Çevre Gününde, değil açıklama yapmak başlarını önlerine eğip utanmalarını gerektirir bir haldir. Hasan Beyin bu çabasına Belediyemiz lağım sularına ilişkin çalışma başlattığına ilişkin cevap vermiş ama ne yapacak nasıl yapacak henüz bilmiyorum fakat bu dahi yani konunun belediyenin gündemine alınması dahi Hasan Beyin başarısıdır.

Hasan Beyi ben bu kentin vicdanı olarak tanımlıyorum. Çabasına karşılık kurumlardan kimi zaman cevap bulsa da o çabanın yeterince ödüllendirilmediğini ve hatta kimi zaman çevreyle ilgili çabalarına karşılık çıkarından olan kimi kendini bilmezlerin tehdidine bile maruz kaldığını da bilirim.

Çevre deyince bir tek Hasan Bey ve onun şahsında Batman Çevre Gönüllüleri Derneğinin söz hakkı vardır geriye kalan kurumların açıklaması ya da lakırdısı laf ü güzaftır. Vesselam.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?