ÇÖZÜM VE ÇÖZÜMSÜZLÜK

08-01-2016

Kürt sorunun çözümü yolunda tıkanma yaşanması ile birlikte güvenlik yöntemlerinin zirve yaptığı bir dönemden geçiyoruz.

Askeri operasyonlar, çatışmalar, ölümler arttıkça artıyor.

Mağduriyetler ve hak ihlalleri giderek artıyor.

Bölgede sosyal ve ekonomik açıdan gittikçe durum kötüye gidiyor.

Bir arada yaşama iradesi her geçen gün zayıflıyor.

Ülke genelinde kamplaşma ve kutuplaşma artıyor.

Siyasette soruna el atılması gerekirken, tümden siyasi kanalları kapatacak yol ve yöntemler gündemde.

Çatışmanın dozu gittikçe artıyor.

Halk gelecekten yana ümitsiz ve kaygılı.

Kürt siyasi hareketinin TBMM’deki temsilcilerinin dokunulmazlığının kaldırılması gündemde.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun son günlerde dokunmazlıklar ile ilgili sözleri kamuoyunda endişe ve kaygılara neden oluyor.

Bu konuda Sırrı Süreyya Önder’in sözlerinden anlaşılacağı gibi son derece durum ciddi ve kritik.

Önder “Durum öyle gösteriyor. Dokunmazlıklarımız kaldırılacak ve tutuklanacağız. Ama bunun bu meselenin çözümüne hiçbir katkısı olmayacak” diyor.

HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in bu açıklamaları ülkenin hızla bir kaosa sürüklendiğini gösteriyor.

Derin devlet uzantısı olan Doğu Perinçek, gidişattan memnun bir şekilde dokunmazlıkların kaldırılması ve HDP’li milletvekillerin tutuklanması için “Çok doğru olur. Bunu yapmazsa zaten, Türkiye bu meseleyi kesin sonuca götüremez” dedi.

MHP cephesi de HDP’lilerin meclis dışı bırakılmasına dünden razı.

CHP’nin tavrı da malum zaten bir nalına bir mıhına vuruyor. 

2 Mart 1994’te TBMM çatısı altındaki Kürt milletvekillerinin dokunmazlıklarının kaldırması ve tutuklamalarının ne tür olumsuz sonuçlar doğurduğunu geçmişte gördük.

Tutuklamaların, legal siyasetin illegal ve silahlı mücadele alanını daha da güçlendirdiğine şahit olduk.

Bu nedenle siyasi sebeplerden dolayı dokunmazlıkların kaldırılması ve milletvekillerinin tutuklamaları, sorunun çözümüne katkı sunmaz.

Evet, çok zorlu bir süreçten geçiyoruz.

Kentlerde yaşanan çatışmalı ortam hiç birimizin arzuladığı durum değildir.

Ama çözüm yolu, siyasetin önünü kapatacak önlemler değildir.

Aksine eli silahlı bütün unsurları da bir şekilde siyaset ve legal zemine çekmenin yol ve yöntemlerini devreye koymak gerekir.

Bunun yol ve yöntemlerini belirleyecek olan da başta siyasi iktidar ve meclistir.

Dokunmazlıkların kaldırılması ve tutuklamalar, meclisin iradesine ve gücüne de zarar verecektir.

Bu nedenle önümüzde tek çözüm yolu vardır; o da çözüm sürecinin kaldığı yerden devam etmesidir.

Tam bu sırada HDP Genel Başkanın şartsız ve koşulsuz “çözüm masasına dönülmelidir” demesi ve HDP’lilerin dokunmazlıkların kaldırılmasının tartışıldığı bu günlerde Meclis Başkanı İsmail Kahraman ile çatışmalar ve barış yolunun açılması için Meclis’in sorumluluk üstlenmesi amacı ile yaptığı görüşme önemlidir.

AK Parti’den beklenen de bu yönde girişim ve çabalardır.

Parti kapatma, dokunmazlıklar, tutuklamalar çözüm değil olsa olsa çözümsüzlüğe ve tıpkı 1993 yılında olduğu gibi yeni bir siyasi ayıba neden olur.

Umarız Türkiye siyasi tarihine yeni bir ayıp daha yazılmaz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?