DARBE SONRASI DURUM

18-07-2016

Darbe girişimini haber alır almaz, halkın iradesine el koymaya çalışan tankların önüne geçmek için sokağa çıkıp Valilik Kavşağında toplananlardan biriydim.

Henüz hiçbir siyasetçi ve ülkeyi yönetenlerden hiçbiri “sokağa çıkın” çağrısı yapmamıştı.

Bu teşebbüsümü, tamamıyla demokrasiye olan inancımdan dolayı yaptım.

“Gitme canına mı susadın?” diyenlere aldırış etmeden çocuklarımla birlikte demokrasiye ve ülkemizin geleceğine sahip çıkmak için gittim ve tehlike geçene kadar da bekledim.

O an Valilik önünde polisin hâkimiyeti vardı. Ortalıkta darbeci yandaşlardan hiç kimse yoktu, sokaktaki vatandaşları bir kısmı da.

Yavaş yavaş benim gibi düşünenler de sokağa çıkınca sayımız 12.30 civarında 100–150 kişiyi buldu.

İlk sloganlar ve tepkiler AK Parti İl Binasının önünde oluştu ve sonrasında Valilik Kavşağında binlerce kişi bir araya geldi.

Sabaha kadar halkın demokrasi nöbeti devam etti.

Darbecilere karşı tüm Türkiye’de olduğu gibi Batman’da da demokrasi nöbeti hala devam ediyor.

Batman’da her gece binlerce kişi Valilik Kavşağında bir araya gelip demokrasi nöbetini sürdürüyor.

Demokrat ve insan hakları savunucu olan herkesin, darbeye ve her türlü silahlı-silahsız darbeci zihniyete her zaman ve her koşulda karşı olması gerekir.

Bu darbe girişimcilerini başarısız kılan en önemli güç, Türkiye halklarının demokrasiye, insan haklarına ve halk iradesine sahip çıkmasıdır.

Batman halkı da bu bağlamda üstüne düşeni yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Ancak abuk sabuk şeylerden de kaçınmak lazım.

Mesela idamın temsili olan darağaçları iplerini meydana asmak, ideolojik ve siyasi sloganlardan kaçınmak lazım.

Unutmayın ki idam olmasaydı ve ömürleri yetseydi Merhum Adnan Menderes ve Deniz Gezmiş şimdi bizimle birlikte omuz omuza darbeye karşı dururdu.

Darbelere karşı çıkmak için oluşan toplumsal tepkiyi de ne kurumsal ne siyasal ve ne de bireysel olarak hiç kimseye mal etmemek ve farklı yerlere çekmemek gerekir.

Özelikle Batman’da darbecilere yönelik sosyal medya üzerinden bazı coşmuşlar, olduk olmadık şeyler yazıyorlar.

Yaşamları boyunca darbe ve darbecilere karşı olan bazı kesimleri hain, düne kadar darbecilerle kol kola olan bir kesimi kahraman ilan edenler var.

Bu yaklaşım son derece tehlikeli ve kabul edilemez bir durumdur.

Meydanlara çıkmayanları ve çıkanları ayırmamak, ötekileştirmemek ve suçlamamak gerekir.

Orana veya yüzdeliğe vurmamak gerekir.

5 Temmuz’da vahşice halkın iradesini ele geçirmeye çalışanlar, toplumun geneli lanetliyor.

Diyebiliriz ki belki darbecilerin yakın akrabaları ve aileleri bile yaptıklarını doğru bulmuyor ve sahiplemiyor.

Yani toplumun geneli bu barbarca darbe girişimini lanetliyor.

Ancak birileri ısrarla kişisel düşmanlıklarını ve sorunlu olduğu bazı kesimleri ısrarla darbecilerle aynı kategoriye koymaya çalışıyor. 

Bu yaklaşım çok sakat ve sakıncalı sonuçlara neden olabilir.

Bu darbe girişimi yeni kavgalar, insan hakları ihlalleri ve intikam almak için değil güçlü bir demokrasi ve birliktelik için fırsata dönüştürülmelidir.

Toplumun genelinin umudu ve beklentisi bu yöndedir.

Bu darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen toplumsal ve devlet kurumları açısından ciddi manada hasara neden olmuştur.

Oluşan hasarın yaralarının bir an önce sarılması gerekir.

Alçakça darbeye karşı oluşan ortak tepkiyi toplumsal barışın inşası için de ortaklaştırmak gerekir.

Ama sanki birileri birliktelik, barış, huzur, dostluk, ortak paydalarda buluşma ve ortaklaşmanın önüne geçmek için gereğinden fazla öne atılarak bunu önlemeye çalışıyor.

Bu da açık bir şekilde kendisini birkaç gündür net bir şekilde gösteriyor.

Hiç kimse bu darbe teşebbüsünü sadece bir kuruma ve siyasi anlayışa mal etmesine çalışmasın.

Bu haince saldırının püskürtülmesini, toplumun bütününe, tüm siyasi anlayışlara mal etmek daha anlamlı, kazançlı ve doğru olur. 

Başarıyı tekleştirmek ve sadece bir kesime mal etmek doğru değildir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?