DUYDUM DUYMAZLAR

25-06-2019

Bizim kuşaktakilerin genelde ne konuştukları ana dilleri Kürtçe tam bir Kürtçe, ne de konuştukları Türkçe tam bir Türkçedir.
İkisinin harmanlaması sonucu bambaşka bir dil çıkmıştır ortaya.
Bu, bazen yazılarımda bile kendini açık bir biçimde gösteriyor.
Kürtçe düşünüp Türkçe yazdığım için bazen yüklem yerleri değişebiliyor, anlamsız cümleler kurabiliyorum,  noktalar, virgüller, ünlemler, hatta soru eklerini bile yerinde kullanmadığım oluyor.
Gazetenin editöryası olağanüstü toplansa da çoğu kez yazılarımı düzeltmeyi becermiyorlar.
Bizim gazete, yazım kurallarını çok ciddiye almış olsaydı eminim yazılarımdaki hatalar nedeni ile hiçbir yazım belki bu güne kadar yayınlanmamış olurdu.
Türk Dil Kurumu da beni keşfetmiş olsaydı her halde beni Türkçe konuşmaktan ve yazmaktan men ederdi.
Allah’tan benden haberleri yok da kendi kendime burada yazılarımı özgürce yazabiliyorum.
Ama hakkımı yememek adına şunu ekleyeyim, bizim kuşakta yine Kürtçe ve Türkçeyi hem yazabilen hem de kendine yetebilecek kadar konuşabilenlerden biriyim.
Yani bildiği dili kullanma açısından benden daha beter durumda olanlar da var.
Onlardan biri ile geçenlerde koyu bir sohbete dalmış, memleket sorunlarını konuşuyoruz.
Umursamaz ve gamsız insanlardan söz ederken birden bunlar “duydum duymazdırlar”  dedi.
Daha önce, etrafındaki gelişmelere ilgisiz, başkasının acısını, derdini,  gamını görmezden gelenler ve anlamazlıktan gelenler için “Vurdum Duymaz” denildiğini duymuştum.
Ama ilk kez “duydum durmaz” tanımlamasını duydum.
Arkadaşım  “vurdumduymaz” yerine yanlışlıkla mı “duydum duymaz” dedi yoksa çok da anlamlı bulduğu yeni bir deyim mi bulmuştu, sormadım kendisine.
Ama ilk kez duyduğum bu deyimi çok beğendim.
Niye diye merak edecek olursanız?
Gerçekten yeni nesil için bu tanımlamadan daha güzel bir söz olamaz.
Sosyal medya ve cep telefonları sayesinde nerede ne yaşanıyorsa herkes duyuruyor ve hatta anında görebiliyor.
Ama işine geleni görüyorlar, işine gelmeyen konularında da “duydum duymaz” davranıyorlar.
Yani üç maymunu oynuyorlar kısacası.
Duymadım, görmedim, bilmiyorum.
Ne bir risk,
Ne bir gam,
Ne bir sorumluluk…
Ne de güzel bir tanımlama duydum duymaz.
Ben de diyordum bu kadar yazıp çiziyoruz.
Haberler yazıyoruz.
Memleket sorunlarını tekrar tekrar gündeme getiriyoruz.
Neden kimse oralı olmuyor?
Meğerse herkes duydum duymaz olarak davranıyormuş da ondanmış.
Yani Dünyamız, şehrimiz, bunca sorunla boğuşuyorsa bunun müsebbipleri duydum duymazlardır.
Bunu da Türkçesi ve Kürtçesi kıt olan bir dostumun sayesinde öğrenmiş oldum. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?