ENGELSİZE ZOR, ENGELLİ NE YAPSIN

14-12-2014

3 Aralık Dünya Engelliler Gününde yazdığım “hayatı paylaşmak için engel yok” adlı ve Belediye Başkanının söyleminden hareketle yazdığım yazıdan bu yana hayatı bırakın engelliler açısından engelsizler açısından dahi paylaşmak için ne çok engel olduğu bir bir gözüme batmaya başladı.

Kaldırım desen kaldırım değil, yol desen yol değil, esnaf desen kaldırımı bir yana caddeyi dahi dükkânın bir uzantısı görüp vitrine dönüştürüyor. Yetmedi, bisikletliler Turgut Özal Bulvarı’ndaki bisiklet yolu olduğu halde kaldırımlarda hareket ediyor, hadi diyelim bunu yaptınız ters şeritten gelmeyin bari diyeceğim ama abuk kaçacak.

Hal böyle olunca bazen itiraz edecek olduğumda yeni yetme ergen gençleri “güzel kardeşim..” ile başlayan cümlelerle uyaracak olduğumda artık terslenmekten korkar oldum. Peki, ne olacak. Tek şerit bir yolda trafiğin aktığı yöne bakmakla yetinip karşıdan karşıya geçtiğimde daha kaç defa ters şeritten gelen bir el arabası, bir bisikletli, bir motosikletli çarpışmakla burun buruna geleceğim. Bunun bir çözümü yok mu? Belediye zabıta ekipleri mi, Emniyet mi, kim uyaracak terslenmekten korkmayarak. Kim cezasını kesecek bu halin ve halin failinin?

İsteyen istediği sokağa tümseği hız kesme düzeneklerini, betonla taşla asfaltla istediği gibi kurmaya, isteyen istediği gibi dükkânının önünü şahsına özel park yeri kılmaya, istediği köşeye büfe açmaya devam mı edecek.

***

DEDAŞ İSYANLARI

Gercüşlüler isyan etmiş. Haklılar. Elektrik kesintileri başta olmak üzere tahsilât, faiz ve hizmet bedeli adı altında tüketiciden haksız yolla kazanç elde edildiğini düşünüyorlar.

Kaç ay önce benzer bir iddiayı Batman’da bir vatandaştan duymuştum.

İddia diyorum çünkü gerçekliğine dair söz konusu vatandaşın iddiasını belgelendirmemiş olmasına bağlıyorum.

Ona gelmeden önce Gercüşlülerin derdini özetleyeyim.

Elektrik dağıtım firması yani DEDAŞ elektrik faturası 98 KWh altında olan birçok abonesinin elektrik tüketimini 98 KWh’ya yuvarlıyormuş. Hal böyle olunca vatandaş kullanmadığı elektrik bedelini ödemek zorunda kalıyormuş. Eğer iddia doğruysa DEDAŞ ciddi oranlarda haksız kazanç elde ediyor.

Bu neye benziyor biliyor musunuz hani cep telefonları ilk çıktığında sabit abonelik bedelleri vardı ya ona benziyor.

Sabit abonelik bedeli olarak kullan ya da kullanma sizden tahsil ediyor.

Gelelim diğer iddiaya ki daha vahimi iddiaya bakılırsa DEDAŞ kaçak kayıp ekibinden nerden bulursa bulsun kaçak elektrikle ilgili vatandaşın saatini isteniyormuş.  Cümle çok anlaşılır olmadı sanki şöyle söyleyeyim bir vatandaş elektrik tüketimi az olduğu için kaçak kontrol ekibinin sorgulama yapmaksızın evinde bulunmadığı bir zaman diliminde gelip saatini söküp aldığını ve kaçak cezası yazdığını söylüyor.

İddiasını bir basamak daha ileri götürerek, bunu neden yaptıklarını kaçak kontrol ekibinde çalışan bir tanıdığına sorduğunu ve cevaben “Nerden bulursanız bulun bize kaçak yakalayın diyen amirlerimiz bizi buna zorluyor” dediğini iddia ediyor.

Çok inandırıcı gelmese de böyle olduğunu düşünen bir tek vatandaş dahi varsa, DEDAŞ bu iddiayı araştırmakla yükümlüdür.

Yani görünen o ki DEDAŞ içler acısı. Elektrik kesintilerini engelleyemiyor.

Kaçak kullanımın önüne geçemiyor. Milletin faturasını istediği gibi istediği rakama yuvarlıyor. Yetmedi diğer iddialar işi daha da sulandırıyor.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?