GÜNÜ DEMLEDİKLERİMİZ

21-10-2016

Latincede “agendum”dan mı yoksa günü demlediğiniz mevzulardan mı türetilmiş bilemem ama hayatınızı neyle demliyorsanız gündeminiz de o oluyor ya da gündeminiz ne ise hayatınızı demlediğiniz odur.

Paradoksal bir durumdur yaşadığımız.

Tıpkı bir çay gibi demleniyor demliyorsunuz hayatı.

Hani evde, işte, bahçede, hayatımızın olmazsa olmazı olan çaydan bahsediyorum.

Günde 5 ile 25 bardak arasında içtiğiniz çaydan…

Şu aralar yine abuk subuk memleket meseleleri ile her birimizi Ortadoğu uzmanı, terör uzmanı, siyaset bilimci, yapıyor mevzular.

İçimizi, dışımızı, kenarımızı, altımızı üstümüzü aynı savaşın ve o bir tek savaşın tüm türevleri işgal etmiş bayıyor.

Haftalardır görmediğim arkadaşımla bir çay içeyim diyorum.

“Musul’da ne oluyor?” diye soruyor bana.

Bütün ağırlığıyla hayatımızı çekilmez bir hale sokan mevzulara çekiyor her şey ve herkes beni.

“Bilmiyorum” diyorum, ayıplanıyorum.

Neden çünkü haberciyim, çünkü gazeteciyim, çünkü az buçuk okuryazarlığım var.

Ve herkesi bu kadar kuşatan meselelerle ilgili ahkâm kesmek icap eder.

“Ne olacak senin halin?” desem bön bön bakacak bana. Demiyorum.

“Bilmiyorum” deyip geçiştiriyor ve hiç girmediğim o Musul’dan çıkıyorum.

“Başkanlık Sistemi ile ilgili ne düşünüyorsun?” diye soruyor.

“Batman’da herkes başkan” klişesinin lakaytlığına vuruyorum.

“KHK”ler diyor, “açığa alınan, işten atılan memurları öğretmenleri soruyor?” ne olacak durumu diye soruyor.

“Hükümet Sözcüsüne sormak lazım” diyorum.

Herkes mayalandığıyla sizi mayalamaya, demlendiğiyle sizi demlemeye çalışıyor ve mümkün olmuyor bazen korunmak.

“Gündem” diyoruz hepsinin adına ve güne tek bir estetik katacak bir tek mevzu dâhil etmiyoruz suyumuza, kaynatılıp duran suyumuza, kat dediklerini katıyor at dediklerini atıyoruz. 

Çay suyuna benziyor hayatlarımız. Ve demlendiğimiz gündemlerimiz.

Oysa “çayı nasıl demliyorsun?” diye sorsam, günde 10 bardak belki 20 bardak içtiği çayı desem bilmeyecek Musul kadar.

Tıpkı birden çok kaynatılan ya da kaynaması sürdürülen çay suyunda oksijenin bitmesi gibi, defalarca kaynatılıp duran aynı gündemlerde soluksuz bırakılıp tatsız bir çaya döndüğümüzü de anlamayacak.

Oysa iyi bir çay tiryakisi bilir çay suyu bir defa kaynatılır.

Daha önce kaynattığımız suyu tekrar kaynatarak üstüne çay demlenmez, neden çünkü suyun oksijeni azalmış olur.

Küçük dünyalarımıza ne çok büyük gündemler dahil edildiğinin farkında bile değiliz.

Oysa demlediğiniz bir çayın dahi su ve dem miktarını iyi ayarlamak gerektiğini bilir herkes.

Suriye, Irak, Rusya, Amerika, İran, FETÖ, Musul, Başkanlık, Parlamenter Sistem, çok gelir ağır ve acı bir hayata çevirir boğar suyumuzu.

İyi bir çay için su ve çay miktarlarını iyi oranlamalıyız.

Darbe diyor, IŞİD, diyor, FETÖ diyor, Öğretmenler, Kürtler diyor, diyor da yoruyor artık. Fokur fokur hala yanıp duran ateşlerin üstünde kaynatılıp duruyor soluğumuz.

Siyah çay kaynar su ile demlenir demiş ya birileri yanlış anlamışız biz, öyle fokur fokur depreşen suyun içine demi boca etmek değil mesele. Suyun durulup sakinlemesini beklemek icap eder.

Dur bakalım diyorum şu ateş sönmeden, dumanı dağılmadan, durulup sakinlemeden anlamak mümkün değil diyorum.

Öyle çok da geniş değil ki hayatlarımız oysa çayı geniş bir demlikte demlemeli ki çay yaprakları suya iyice yayılsın.

Bakır ya da porselen tercihinize kalmış. AKP, HDP, MHP, ya da CHP size kalmış.

Demi bir bardak su ile tozundan hafifçe arındırdıktan sonra, ya da vicdanı partizanlıktan sıyırdıktan sonra, kaynatılan ve dinlendirilen suyumuzu demin üstüne boşaltıyoruz.

15, 20 dakika demlenmesini bekliyoruz, belki 15, 20 yıl aklımızın ermesine fırsat veriyoruz. Değil mi ki 15 yıl önceki mevzular henüz demlendi. Henüz anladık…

 Arzu eden olursa, elma kabuğu, tarçın, nane, karanfil ekleyerek deme, farklı bir çay tadı da elde edebilir. İsteyen şiir okuyabilir, film izleyebilir, müzik dinleyebilir rabbine sığınıp af dileyebilir.

Çayınızı kuru, hava almaz ve baharatlardan uzak bir köşede muhafaza edin. Kendinizi de…

Yalandan, dolandan, çalmaktan, hak yemekten, zulmetmekten ve siyasetten…

Demliğin, çaydanlığın ve çay bardaklarının metal olmamaları ve deterjanla yıkanmamaları gerekir. Metal çaydanlıkta yapılan çayda metal tadı olur.

Fazla dem çayı acılaştırır. Fazla gündem de sizi acılaştırır ve katılaştırır kalplerinizi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?