GÜRÜLTÜ BAYRAMI

17-06-2018

Bayramlar, dini ve birçok boyutunun yanı sıra tatil edip dinlenmek için de bir fırsattır.

Ancak şehrimizde ne yazık ki bayramlarda dinlenmek ve tatil fırsatını değerlendirmek pek mümkün değil.

Nitekim bu bayram da diğer bayramlardan farklı değildi.

Aşırı derece gürültü kirliliğinden dolayı sanırsın ki gürültü bayramıdır.

Bir tarafta maytap, torpil, kız kaçıran gibi bakkallarda satılan patlayıcılar, diğer taraftan seçim propagandası yapan araçlar, üstüne de ses çıkarsın diye egzozlarına özel aparat takılan motosiklet ve özel otomobiller yüzünden gece gündüz şiddetli bir gürültü kirliliği oluştu.

Ankara’da ikamet eden bir hemşerimizin, Batman’da geçirdiği bayramın nasıl kâbusa döndüğünü anlatması ile işin boyutunun farkına vardık.

Biz alışık olduğumuz için, bomba ve silah sesi çıkaran patlamalar, araçların yüksek sesli egzoz ve korna seslerine alışık olduğumuz için gürültünün boyutunun farkında değildik.

Ankara’da yaşayan hemşerimiz anlatıyor, arife gecesinden bu yana kendini Suriye’deki savaşın ortasında hissetmiş.

Kızgınlık ve öfke ile sözlerini şöyle sürdürüyor;

“Sokaklarda araba ve insan sesleri ve patlamalardan dolayı sanki olağanüstü bir durum varmış endişesine kapıldık. Tanıdıklarımızı arayıp neler olduğunu anlamaya çalıştık. Onlar bu duruma alışık olduğu için sanki yaşananlar gayet normalmiş gibi ‘bir şey yok’ dediler. Ama bu seslerden biz çok rahatsız olduk. Her patlamada ve araç sesinde çocuklarımız korktu. Gürültü kirliliği yüzünden bayram tatilimiz bize işkenceye döndü

Hemşerimizin sitemi yerden göğe kadar haklıdır.

Biz yıllardır bu işkenceyi çektiğimiz için gürültü kirliliğinin farkında değiliz.

Sadece bayramlarda değil normal zamanlarda da şehrimizin gürültü kirliliği gibi ciddi bir sorunu var.

Bu kirliliğin iki temel sebebi var;

Birincisi toplumsal yaklaşım,

İkincisi ise ilgili kurumların sorun karşısındaki tutumu,

Bu sorunun gün geçtikçe daha da büyümesindeki ana neden, toplumun sosyal ve kültürel yapısıdır.

Toplumsal yapımız, kirliliği sorun olarak görmeyen,  şiddete dayalı bir yapıdır.

Komşu evde sokaktakilerin nelerden rahatsızlık duyduğu, çoğunluğun umurunda değil.

Bazı kişiler bu şehirde sadece kendileri yaşıyormuş gibi hareket ediyorlar.

Kendi kurallarını kendilerine göre belirleyip hareket ediyorlar.

Birbirine karşı güçlü saygı ve sevgi bağını kurmuş değiller.

Yaptıkları için başkasının rahatsız olup olmadığı, nasıl etkileneceği umurlarında değil.

Bu yaklaşım da, başta her türlü kirlilik olmak üzere birçok soruna neden oluyor.

Gürültü kirliliğinin diğer bir nedeni de ilgili kamu kurumlarının, görevlerini yapmamalarıdır.

Bayramdaki gürültü kirliliğini önlemek, başta kolluk kuvvetleri, Belediyenin zabıta ve çevre birim, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün görev ve yetkisindedir.

Emniyet ve Zabıta Ekipleri, her bayram karşılaştığımız patlayıcı sorunu için patlayıcı maddelerin satılma ihtimalinin olduğu iş yerlerini uyarıp denetimlerini yapmaları gerekirdi.

Çevre Müdürlüklerinin, patlayıcıların tehlike ve zararları ile ilgili toplumu bilinçlendirme gibi bir görevleri var.

Ancak eminim ki hiçbir kurum, bu süreçte görevini yapmadı.

Ayrıca, araçlarının egzozlarına aparat takarak yüksek ses çıkaran motosiklet ve araç sahiplerine acil durum dışında korna çalanlara trafik ekipleri ciddi yaptırımlar yapmaları gerekir.

Kısacası gürültü kirliliğinin önüne geçmek için hem toplumsal anlayışın değişmesi hem de ilgili kurumların görevlerini yapması gerekir.

Belki ağır bir benzetme olacak ancak özellikle gürültü kirliliği, medeniyetin bir ölçütüdür de.

Hadi biz alıştık yıllardır, peki ya dışarıdan gelen misafirlerimizin şehrimizin bu önemli sorunu ile karşılaşınca ne düşündüklerini hiç merak ettiniz mi acaba?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?