GÜVEN SORUNU

19-05-2017

Bu gün size güven ortamının bir toplum için öneminden söz edeceğim.

Güven ortamını zedeleyen nedenlere biraz değinmekte yarar görüyorum.

Şu anda toplumsal meselelerimizin başında malumunuz güven sorunu geliyor.

Güven ortamı insan hayatının da en önemli ve hayati meselelerinden biridir.

Kabul etmek gerekirse güven ortamını bozan bir sürü neden var etrafımızda.

7 Haziran Genel Seçiminde hiçbir siyasi parti tek başına iktidar olacak sayıda milletvekili çıkaramayınca güven hastalığı baş göstermeye başladı.

Güvenin tahsisi için bu nedenle 1 Kasım’da yine seçim yapıldı.

Ak Parti tek başına hükümeti kuracağı sandalye sayısını elde edince toplumsal bir güven ortamının oluşabileceği yönünde umutlar arttı.

Ancak 15 Temmuz hain darbe girişimi toplumun huzurunu ve aradaki güveni ciddi anlamda sarstı.

Anayasa değişikliği referandumunda çıkan sonuç da bunun teyidi şeklindeydi.

Evet, oylarının yüksek çıkmasının nedeni toplumsal istikrarın bir an önce sağlanmasına ilişkin taleplerin sandığa yansımasıdır.

Referandum öncesi hükümetin en çok dillendirdiği konu da “istikrar için evet deyin” şeklindeydi.

Ancak gerek komşu ülkelerde yaşanan savaşlar, çatışmalar, dünyadaki gelişmeler, gerekse ülkemizde yaşananlardan dolayı bir türlü istenen güven ortamı oluşmuyor.

Özelikle toplumdaki güvensizlik, toplumu iyiden iyiye geriyor ve huzursuz ediyor.

Güvensizlik durumu toplumların yıkılmasına bile yol açabilecek kadar ciddi bir meseledir.

Ayrıca güvensizlik ortamının olduğu toplumların mutlu ve başarılı olması mümkün değildir.

Toplumsal istikrar için olmazsa olmazların başında güven gelir.

Yaşanan sıkıntılardan kaynaklı güvensizlik, toplumu tedirgin ve huzursuz etmektedir.

İnsanların birbirlerine yeteri kadar güvenmediği, sırlarını paylaşmadığı, düşüncesini açıklamadıkları yönünde bir kanaat oluşmuş toplumda.

Bu nedenle halk, gittikçe kabuğuna çekiliyor.

Her şeyi bir tarafa bırakıp işin sadece ekonomik boyutunu esas alarak güven ortamına baktığımızda bile yeteri istikrar olmadığından yatırımcılar cephesinde bile ciddi manada bir durağanlık söz konusudur.

Kamu sektöründe, küçük esnaf bile olup bitenler karşısında kaygılı bir ruh haline sahiptir.

Bu ister istemez toplumun bütün alanlarına da yansıyor.    

Tabi genel anlamda yaşanan güvensizlik, insanların birebir ilişkilerini ve ailelerin huzuru da etkiliyor.

Hükümetin öncelikle yapması gereken; toplumda güven sorununa acilen çözüm bulmaktır.

Bu, ülkenin geleceği ve istikrarı açısından son derece önemli ve gereklidir.

Toplumu oluşturan bireyin fikrine, inancına, siyasi düşüncesine bakmaksızın hepsinin kucaklanması ve birbirlerine güvenebilme koşullarının oluşturulması gerekir. 

Unutmayın ki kaos ve kargaşa taraftarlarının en çok işine gelen şey, toplumda güven ortamının yok olmasıdır.

Bu gerçekleri gözeterek hakaret edip, güven ortamının bir an önce oluşturulması gerekmektedir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?