HASANKEYF’İ GÜNDEMDE TUTMAK

09-05-2016

Türkiye’yi ve en çok da bölgemizi yine esareti altına alan ve kamuoyunu demoralize eden yaslı bir havayı hakim kılan çatışmalı ortam, bir çok hayati meseleyi de unutturuyor.

Bu meselelerden biri de Ilısu Barajının yok edeceği Hasankeyf ve eşsiz doğa harikası Dicle Vadisidir.

Çatışmalar ve ölümler, en çok insan hakları savunucuları çevreci ve kültürel miras savunucularının çalışmalarını ve yaşamını etkiler.

Ve savaşlar en çok kültürel mirasa doğaya zarar verir.

Çatışmalardan, ağır silahlardan kaynaklı büyük zarar görür çevre ve tarihi eserler.

Doğa ve kültürel mirasın bir kısmı da savaş ortamlarında Ilısu Baraj Projesi gibi sakat projelerle yok edilir. 

Bunun en somut örneği Diyarbakır Barosu Başkanı Merhum Tahir Elçi, UNESCO’nun dünya kültür mirası listesine aldığı Diyarbakır Surları ve içindeki eserlerin çatışmalarda etkilendiğine dikkat çekmek için basın açıklaması yaparken kalleş kurşunların hedefi olmuştu.

“Biz Diyarbakırlılar olarak tarihi değer ve eserlerimize insanlığın bin yıllık emeğine birikimine bu kadim şehre sahip çıkalım. Biz buradan çağrı yapmak istiyoruz. Biz bu tarihi bölgede birçok medeniyete beşiklik etmiş ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede insanlığın bu ortak mekânın da silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun diyoruz. Bu amaçla bugün arkadaşlarımla Diyarbakır barosu üyesi arkadaşlarımla ve Diyarbakırlılara birlikte buradayız. Buradan demokratik tepkimizi ifade etmek için buradayız. Bu davranışı tarihe yönelik bu şiddet eylemini tarihe bir değere yönelik bu suikastı saygısızlığı kınıyoruz. Tarihine, tarihsel değerlerine tarihsel mirasına sahip çıkmayan toplumlar doğru ve güvenli bir gelecekte kuramazlar. Bu nedenle tarihimize değerlerimize tarihi ve kültürel mirasımıza sahip çıkalım diyoruz”

Evet, Tahir Elçi’nin son sözleri böyle olmuştu.

Diyarbakır’da çatışmalardan dolayı tarihi eserler kısmen zarar gördü ancak Hasankeyf ve Dicle Vadisi Ilısu Barajına su tutulması ile tümden yok olacak.

Bu güne kadar onlarca kez bu soruna dikkat çekildi, eylem ve etkinlikler düzenlendi davalar açıldı ancak yine de Hasankeyf’i yok edecek Ilısu Barajı inşası hız kesmedi.

Ama her şeye rağmen tarih severlerde, çevrecilerde Hasankeyf’i yaşatmaya dair umutlarını yitirmedi.

Bu çerçevede Batman Kent Konseyi kültürel ve doğal miras alanı olan Hasankeyf yerleşim yeri ve Dicle Vadisinin Ilısu Barajı yapımı ile su altında bırakılmaması için sürdürülen çalışmalar kapsamında 7–8 Mayıs tarihleri arasında bir sempozyum düzenledi.

Bu sempozyumun çatışmalı ortama rağmen organize edilmesi Hasankeyf’i yaşatma yönündeki mücadeleyi yeniden gündemleştirmiştir.

Tabi ki her organizasyonun, her etkinliğin bir takım eksiklikleri aksaklıkları olabilir.

Büyük bir emek ve gayretle tertiplenen bu organizasyonu iki gün boyunca izleme şansımız oldu.

Bu sempozyum her şeyden önce Hasankeyf ve Dicle Vadisi ile ilgili gelişmeler hakkında bilgilerin güncellenmesi, mücadelede bundan sonra izlenmesi gereken yol ve yöntemler noktasında son derece faydalı geçti diyebiliriz.  

İki gün boyunca akademisyen, siyasetçi, doğa bilimci ve Hasankeyf’in gönüllülerin kimisi konuşmaları, kimisi de soruları ve görüşleri ile konuyu enine boyuna tartıştı.

Bu sempozyumun önemli bir kazanımı da aynı siyasi düşünceye sahip olmayanların aynı amaç için bir araya gelmelerinin mümkün olabileceği açısından da iyi bir sınav vermiş olmasıdır.

Bu çerçeve de sempozyumu değerlendirildiğinde sempozyumun başarılı geçtiğini söyleyebiliriz.

Kim ki bu süreçte Hasankeyf için bir şey yapmak istiyorsa elini çabuk tutması gerekir.

Çünkü Ilısu Barajına su tutulması yönünde gittikçe zaman daralıyor.

Hasankeyf’i korumak ve yaşatmak kimsenin tekelinde olan bir mesele değildir.

Bu alanda her Hasankeyf için mücadele veren kişi kendince doğru bulduğu yöntemle Hasankeyf’i gündemleştirebilir ve durumunu masaya yatırabilir.

Ve kim bu uğurda ne tür mücadele verebiliyorsa tarihi mirası için, insanlık onuru için çabasını, gücünü emeğini ortaya koymalıdır.

Bu sempozyumu düzenleyen Batman Kent Konseyin bu yöndeki sorumlu davranışı da bu yönde atılmış yerinde bir karardır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?