Sağlık İl Müdürlüğünün açıklamasına göre şehrimizdeki kamuya ait sağlık tesislerinde, 2017 yılı içerisinde 2 milyon 731 bin 743 kişi polikliniklerden faydalanmış.
Ayrıca Batman ve ilçelerinde geçen sene 881 Bin 874 kişiye acil servis hizmeti verilmiş. Yatan hasta sayısı 62 Bin 995, toplam ameliyat sayısı 95 Bin 202 olarak gerçekleşmiş.
İl dışından toplam başvuru sayısı ise 275 Bin 590 olarak kayıtlara geçmiş.
En az bu rakam kadarının, özel hastanelerde de işleme alındığını hesaplarsak ortaya endişe verici bir tablo çıkıyor.
Anlayacağınız şu el birliği ile dengesini bozduğumuz, kirlettiğimiz dünyada bin bir hastalıkla boğuşuyoruz.
Bu nedenle ömrümüzün önemli bir bölümü, hastalıklarla mücadeleyle geçiyor.
Sağlık kurumlarına o kadar çok işimiz düşüyor ki gide gele doktorlarla, sağlık çalışanları ile ahbap oluyoruz.
Sağlık kurumları ve eczaneler, en sık uğranılan mekânlar oluyor.
Bebekler gözlerini açtıkları ilk an, ilk çığlıklarını, nefes alışlarını hastanede veriyor.
O doğdukları hastaneler, yaşamının devam eden süresinde de önemli bir yer ediniyor.
Neredeyse kâh kendimiz kâh başkası için hemen hemen haftada bir hepimizin yolu düşüyor hastanelere.
Geçen hafta sonunda üçüncü numara çocuğumuzun bir sağlık problemi için Bölge Hastanesinde bir günümüz geçti.
Hastanedeki yoğunluk, izdiham gerçekten insanı kaygılandıran bir durumdu.
Bu manzarayı görünce sanırısın ki bütün Batman, o gün hastalanmış.
Batman’ın en büyük hastanesine o kadar çok gelen var ki onun gibi 10 tane daha tesis olsa yetmez sanki.
Doktorundan sağlık personeline, temizlikçisinden güvenlik görevlisine kadar sarf edilen yoğun çabalara rağmen imkânlar yetersiz kalıyor.
Birçok poliklinikte saat 9.00’dan sonra sıra bulmak, nerede ise imkânsız.
Tabiri yerinde ise biletler erken tükeniyor.
Acil serviste kırmızı, sarı ve yeşil alanlarda kuyruklar oluşuyor.
Laboratuar ve röntgen yerlerinde de durum farklı değil.
Yoğun bakımlarda yer olmadığı için hastalar il dışına sevk ediliyor çoğu zaman.
Çok acil olmayan hastalara yoğunluktan dolayı en basit ameliyat için 15 gün sonrasına başlayan sürelerde randevu veriliyor.
Çoğu kez boş yatak bulmak da zor oluyor.
Bazı odalarda 3 hasta, bir arada kalıyordu.
Biz de üç ameliyatlı hastanın olduğu bir odada bir gün geçirdik.
Hastaların ağrılardan inlemeleri, çığlıkları bir birine karışıyordu.
Hasta yakınları zamanlı zamansız doluşuyordu odaya.
Sanırsın hasta ziyareti değil, bayram ziyareti.
Bu yoğunluktan kaynaklı ister istemez bir kirlilik oluşuyordu hastanenin içinde.
Yerler, yataklar, odalar hijyen ve temiz değildi maalesef.
Yemekler, kaşıktan tabağa kadar tümüyle plastik kaplarda yeniliyordu.
Hastane yemeğini yemedik ama görünümünden çok da lezzetli olmadığı belliydi.
Yemek ve temizlik denetleniyor mu bilemiyorum?
Bir günlük zaman diliminde hastanedeyken en azından şahit olmadım.
Fiziki anlamda yetersiz olan Bölge Hastanesinin imdadına, mutlaka en yakın zamanda yeni hastaneleri eklemek gerekir.
Batman’a sağlık alanında çağ atlatacak bir hamleye ihtiyaç duyuluyor.
Şu da bir gerçek ki mevcut hastane, barındırdığı klinik ve ünitelerle hasta ihtiyacını karşılamada yetersiz kalıyor.
Bu yüzden bir an önce Bölge Hastanesinin yanı başında yarım kalan Kadın Doğum Hastanesinin bitirilmesi gerekir.
Şayet Tıp Fakültesi projesi hayata geçirilecekse bu da en kısa sürede sonuçlandırılmalı ve yapına başlanmalıdır.
Bir de hala ağır yanık hastaları, şehir dışına sevk ediliyor ve çoğu, yollarda yaşamını yitiriyor.
Bu yüzden acil bir Yanık Ünitesine ihtiyaç var.
İnşa edilmesi söylenen, bir kesim tarafından 300, başka kesim tarafından 500 yataklı dillendirilen hastanenin yer sorunu bir an önce çözülüp, yapımına başlanılmalı.
Ancak bu hamleler yapılırsa Bölge Hastanesinin yükü azalabilir.
Yoksa hastanede geçirdiğim bir günün sonunda şahit olduğum ağır iş yükü ve yoğunluk, her geçen gün biraz daha artacaktır.
Bu yoğunluk karşısında dünyanın en iyi profesyonel ekibini de oluştursanız, arzulanan kalitede hizmet verilemez.
Bir günlük hastane gözlemlerim kısaca bundan ibaret.
Birileri tespit ve önerilerimi dikkate alır mı doğrusu pek de emin değilim.
