HATİCE VE SİLAH BİR ARADA…

16-09-2017

Her ne kadar haftanın 5 günü bu köşede yazı yazıyorsam da gazete yönetimi ile sıkça bir araya gelmiyoruz.

İletişimimiz daha çok sosyal medya ve telefonla oluyor.

En çok da gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Hatice Türkan’la gazete ve memleket meselelerini konuşuruz.

En son dün telefonla konuştuğumuzda, Ege Bölgesindeki bir köyde gazete dağıtıcısı bir genç kızdan söz etmiştim kendisine.

Bu günkü yazımda, o genç kızın Batman Sonsöz Gazetesine çok benzeyen yerel bir gazeteyi kahvede oyun oynayan adamlara satmaya çalışırken beni ne kadar etkilediğini anlatacaktım.

Çünkü ilk kez bir kadın gazete dağıtıcısı ile karşılaşıyordum.

Bu nedenle heyecanlanıp sevinmiştim.

Kadınların basın camiasının her kademesinde yerini aldıklarını görmek beni fazlası ile mutlu etmişti.

27 Yıllık bir basın emekçisi olarak, kadınların basında etkin bir şekilde yer almasını çok önemsiyorum.

Çünkü kadınlar genelde şiddete karşıdır.

Kadınlar şiddetin dilini kullanmıyor.

Kadınlar şantaj, şike ve yolsuzlukla mücadele ediyor.

Kadınlar savaşla ve savaşın getirdiği düşmanlıkla yaşamak istemezler.

En iyi onlar biliyor ki savaşlar ve düşmanlıklar, insanca yaşama değil de, şiddet, yoksulluk ve ölüme neden oluyor.  

Savaş, on çok onların canını yüreğini yakıyor çünkü. 

Silah tüccarları ve emperyalist güçlerin faydalarına olan savaşların toplumda sevgi yerine öfke ve şiddeti egemen kıldığını en iyi onlar biliyor.

Savaşlarda insanlık, huzurunu, geleceğini, umudunu kaybediyor. 

Savaşın yıkıcı yüzü en çok kadınları yakıyor yani.

Savaşların çirkin yüzünü en çok bilen ve her zaman barışta ısrar eden kadınlar, yaşamın her alanında söz ve yetki sahibi olsaydı, emin olun dünyanın dört bir yanında bu gün savaşlar ve çatışmalar yaşanmazdı.

Kadınlar basın ve medya alanında bu gün söz sahibi olsaydı toplumda öfke ve şiddet dili bu denli hakim olmazdı.

Batman Basınına baktığımızda sayıları yüzü bulan basın mensupları arasında kadın muhabir ve yazar sayısı 3-4’ü geçmez.

Bunlardan biri de gazetemizin genel yayın yönetmeni Hatice Türkan’dır.

Hatice Türkan da dili, üslubu ve yazıları ile barışçıl bir izlenimi bıraktı bugüne kadar bizlerde.

Ancak dün bizzat kendisinin sosyal medya hesabında paylaştığı bir fotoğraf karesi beni hem üzdü hem de şaşırttı.

Fotoğraf karesinde biri elinde biri de masada iki suikast silahına benzeyen silahlarla poz vermişti.

Tamam, silahlar gerçek değildi.

Ancak kadınlarla birlikte hiçbir zaman düşünemediğim, tıpatıp gerçek silaha benzeyen silahları hiç yakıştırmadım genel yayın yönetmenimize.

Bir de silahı kavrayışı, nişan için gez, göz, arpacıktan bakışı hiç de yakıştırmadığım bir portreydi.

Bu toplum ne çektiyse silahlardan çekti.

Silahlanma ve silahı özendirici her hal ve harekete dikkat etmemiz gerekir.

Çünkü silahlar her gün can alıyor.

Erkek egemen toplum da gittikçe silaha özenip silahlanıyor.

Bari kadınlar silahla yan yana durmasın.

Silaha, savaşa karşı duruşlarını korusunlar.

Sözün özü Hatice Türkan ile silahın bir arada olmasını hiç ama hiç yakıştırmadım.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?