HDP’DE MEHMET DEMİR FARKI

01-04-2019

Yine kirli siyasetin bütün varlığıyla sahneye çıkıp kin kustuğu bir seçimi geride bıraktık. Sonuçlara bakıldığında söylenecek birçok şey var.

Gerek Türkiye geneli sonuçlar gerekse de Batman yerelinde herkesin kendince bir yorumu vardır.

Fakat yorumlardan ziyade kimi somut veriler var ki gerek iktidar gerekse de muhalefet, kendine bir değil birden fazla ders çıkarmalı.

Batman özeline baktığımızda HDP Batman Belediye Başkan Adayı Mehmet Demir gerek önceki seçime göre aldığı oy ile gerekse de İl Genel Meclis oylarından yüzde 7 fazla oy almasıyla HDP’nin seçimlerde Demir gibi yeni bir aday profiline ihtiyacı olduğunu gösteriyor.

Batman Belediye Başkanlığını ezici çoğunlukla kazanan Mehmet Demir HDP’nin kazandığı 7 il Belediyesinde en yüksek oyu yüzde 66’yı alan Başkan olarak takdiri hak ediyor. Aynı şekilde ilçelerde HDP’nin uğradığı hezimetin de bir öz eleştiriyi gerektirdiği gözden kaçırılmamalıdır.

Mehmet Demir’in Batman’da ortaya koyduğu başarının ki bu başarıya son anda aday gösterilmesiyle kısa bir sürede ortaya konan çalışmayla varılmış, doğru okunmalı ve Mehmet Demir’in HDP belediyeciliğine yeni bir soluk getirebileceğine güvenilmelidir.

Bu anlamda Mehmet Demir’in HDP belediyeciliğinde hizmet odaklı çalışacağını bekliyor ve umuyorum, bu çabanın genel seçim propagandası eylem ve benzer adımlarla baltalanmamasını da temenni ediyorum.

Mehmet Demir’in seçimlere mührünü basarak gösterdiği varlığını aynı şekilde Batman Belediyeciliğinde de gösterebileceğine inanıyorum.

Ve bu çabasında gerek seçmeni gerekse de muhaliflerinin onu yalnız bırakmamasını umuyorum.

Yaşam kalitesi arttırılmış güzel huzurlu bir kent için siyaseti bir tarafa koyup hepimizin bu kente ve geleceğimize katkı sunmanın zamanı geldi.

Türkiye genelinde sonuçlara baktığımızda İktidar partisinin var gücüyle asılıp hukuklu hukuksuz, edepli edepsiz, şiddetli şiddetsiz, dinli dinsiz, yürüttüğü seçim kampanyası gösterdi ki ne yapılırsa yapılsın en nihayetinde hepsi bir yere kadar.

Vatandaş oy pusulası ve mührü alıp da perde ardına geçtiğinde ne tehdit kalıyor ne korku… Bütün olanaklarınızla asılsanız da kaybedebiliyorsunuz.

Onun için başından büyük laf edip de o lafın altında kalmamak için olayı ne sevdaya ne de beka meselesine dönüştürmemek gerekirdi.

Ama maalesef ki dönüştürdüler ve sevdalarından da bekalarından da oldular.

Muhalefet açısından alınan sonuca baktığımızda da ana muhalefet partisinin de alınan sonuçlardan şu sonuca varmış olmasını umuyorum.

Siyasette halkı küçümseyip değerlerini hesaba katmadan olmuyormuş. Siyasette her ne kadar rakibiniz size hınçla kinle düşmanlık etse de siz bu kindar dili kullanmadığınızda kazanabiliyorsunuz.

Halk bu kin ve düşmanlıktan bıktı.

Halk, kin ve düşmanlıkla kendisini terbiye etmeye çalışana istediğini vermiyor.

Ne zaman ki bu nefret terbiye çemberinin dışına çıktınız işte o zaman kazanmaya başlarsınız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?