HEPİMİZ SİGARA İÇİYORMUŞUZ!

25-12-2014

Batman’da bir kişi aşırı öksürme şikâyeti ile hastaneye gider.

Doktor, kısa bir muayeneden sonra “ciğerlerin kötü bir röntgen çek gel” der.

Hasta, elinde röntgeni ile tekrar doktor muayenesinden geçer.

Doktor, röntgeni bir süre inceledikten sonra “ciğerlerin çok kötü, baksana sigara dumanında ne hale gelmiş” diyerek hastaya gösterir.

Hasta bir yandan röntgene bakarken bir taraftan da şaşkın şaşkın doktora bakar.

Çünkü hayatında sigara içmemiş olan hasta, doktorun sözlerine şaşırdığını fazla gizlemeden “hocam ben hayatımda sigara içmedim ki” der.

Bu kez şaşırma sırası doktordadır.

Doktor “nasıl olur bu mümkün değil. Senin ciğerlerin günde bir paket sigara içen birinden daha dumanla kaplanmış, tahriş olmuş vaziyetedir” der.

Hastanın yaşadığı şehrin koşulları hem doktoru hem de hastanın haklılığını gösteriyordu.

Araçların, duman salan sanayi kuruluşlarının, fırınların, tuğla fabrikalarının, kaloriferli binaların yarattığı kirlilik insanların sağlığını çok ciddi manada etkiliyor.

Anlayacağınız sigara içen ve içmeyenin ciğerlerinin vaziyeti aynıdır.

Kirliliğin had safhada olduğu Batman’da insanlar her nefes alıp verdiğinde aslında zehir soluyorlar.

O yüzden kimin sigara içip içmediğinin bir anlamı kalmıyor.

Oksijenden mahrum hava ile yaşam mücadelesi veren Batmanlılar hava kalitesi iyi olan yerlere gittiklerinde de bu sefer ciğerlere aşırı oksijen gitmesinden dolayı fenalaşıyorlar.

Çünkü onlar doğuştan itibaren kirli hava solduklarından temiz hava iyi gelmiyor.

Evet durum gerçekten bu kadar vahim.

Peki bu işin bir çözüm yolu yok mu? Elbette bu konuyu kısa ve uzun vadede ele almakla bu sorun çözülebilir.

Öncelikle Batman’ın şuan ki yerleşim yeri, hava sirkülâsyonu açısından bölgenin en berbat yeridir.

Ortaya yayılan her duman -şiddetli bir rüzgâr esmediği takdirde- kentin üzerine kara bulutlar gibi çöküyor.

Bunun için öncelikle bu sorunun çözülmesi gerekir.

Bu da kentin Raman Dağı eteklerine doğru imara açılması ile mümkündür.

Zemin açısından, hava sirkülâsyonu açısından, altyapı ve ulaşım açısından da Raman Dağı istikameti kentleşme için daha uygundur.

Kısa vadedeki çözüm için öncelikle zorunlu olmadıkça özel otomobillerin şehir içi trafiğinde kullanılmaması gerekir.

Isınma amaçlı olarak kullanılan yakacak maddelere dikkat etmek gerekir.

Yine az sayıda olan ama çok kirleten sanayi kuruluşlarının kontrol altında tutulması gerekir.

Bu önlemler alınmadığı sürece bizim sigara içip içmememizin hiçbir manası yok.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Batman’da bir kişi aşırı öksürme şikâyeti ile hastaneye gider.

Doktor, kısa bir muayeneden sonra “ciğerlerin kötü bir röntgen çek gel” der.

Hasta, elinde röntgeni ile tekrar doktor muayenesinden geçer.

Doktor, röntgeni bir süre inceledikten sonra “ciğerlerin çok kötü, baksana sigara dumanında ne hale gelmiş” diyerek hastaya gösterir.

Hasta bir yandan röntgene bakarken bir taraftan da şaşkın şaşkın doktora bakar.

Çünkü hayatında sigara içmemiş olan hasta, doktorun sözlerine şaşırdığını fazla gizlemeden “hocam ben hayatımda sigara içmedim ki” der.

Bu kez şaşırma sırası doktordadır.

Doktor “nasıl olur bu mümkün değil. Senin ciğerlerin günde bir paket sigara içen birinden daha dumanla kaplanmış, tahriş olmuş vaziyetedir” der.

Hastanın yaşadığı şehrin koşulları hem doktoru hem de hastanın haklılığını gösteriyordu.

Araçların, duman salan sanayi kuruluşlarının, fırınların, tuğla fabrikalarının, kaloriferli binaların yarattığı kirlilik insanların sağlığını çok ciddi manada etkiliyor.

Anlayacağınız sigara içen ve içmeyenin ciğerlerinin vaziyeti aynıdır.

Kirliliğin had safhada olduğu Batman’da insanlar her nefes alıp verdiğinde aslında zehir soluyorlar.

O yüzden kimin sigara içip içmediğinin bir anlamı kalmıyor.

Oksijenden mahrum hava ile yaşam mücadelesi veren Batmanlılar hava kalitesi iyi olan yerlere gittiklerinde de bu sefer ciğerlere aşırı oksijen gitmesinden dolayı fenalaşıyorlar.

Çünkü onlar doğuştan itibaren kirli hava solduklarından temiz hava iyi gelmiyor.

Evet durum gerçekten bu kadar vahim.

Peki bu işin bir çözüm yolu yok mu? Elbette bu konuyu kısa ve uzun vadede ele almakla bu sorun çözülebilir.

Öncelikle Batman’ın şuan ki yerleşim yeri, hava sirkülâsyonu açısından bölgenin en berbat yeridir.

Ortaya yayılan her duman -şiddetli bir rüzgâr esmediği takdirde- kentin üzerine kara bulutlar gibi çöküyor.

Bunun için öncelikle bu sorunun çözülmesi gerekir.

Bu da kentin Raman Dağı eteklerine doğru imara açılması ile mümkündür.

Zemin açısından, hava sirkülâsyonu açısından, altyapı ve ulaşım açısından da Raman Dağı istikameti kentleşme için daha uygundur.

Kısa vadedeki çözüm için öncelikle zorunlu olmadıkça özel otomobillerin şehir içi trafiğinde kullanılmaması gerekir.

Isınma amaçlı olarak kullanılan yakacak maddelere dikkat etmek gerekir.

Yine az sayıda olan ama çok kirleten sanayi kuruluşlarının kontrol altında tutulması gerekir.

Bu önlemler alınmadığı sürece bizim sigara içip içmememizin hiçbir manası yok.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?