İNADINA SAADET ABLA

28-10-2015

 

7 Haziran seçimlerinde HDP’nin Batman Milletvekili Adayları belirlendiğinde, aday adaylık başvurusunda bulunmadığı halde listenin üst sıralarında aday gösterilince aksine kimse şaşırmamıştı.

Halkın bu adaya karşı tepkisi de son derece olumluydu.

Çünkü gerçekten birikimi, emeği ve kişiliği ile milletvekili adaylığını hak eden biriydi.

Seçimlerde HDP barajı aşınca o da milletvekili seçilip TBMM’ye gitti.

Erken seçim kararı tekrar alınınca herkesin listede tekrar görmek istediği kişilerden biri de yine o isimdi.

HDP, 7 Haziran seçimlerinde Batman’da aday gösterdiği iki kişiyi değiştirme kararı alınca acaba yine aday gösterilir mi, diye merak edildi.

Çünkü adaylık konusunda bir tıkanma yaşanması durumunda rahatlıkla sorun çıkmasın diye adaylıktan feragat edebilecek bir yapıya sahipti.

Neyse ki öyle bir durum olmadı ve tekrar aday gösterildi.

Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi Saadet Becerikli’den söz ediyoruz.

Yani tanıdıklarının ve arkadaşlarının deyimi ile Saadet Abla’dan.

Bize sorarsanız, “abla” lafının belki de dünyada en çok yakıştığı kişidir.

Aslında içinde bulunduğu siyasi hareket içerisinde “abla” tanımlaması pek kabul görülmüyor.

Bu, başlı başına sosyolojik araştırma gerektiren bir durumdur.

Kavramlar, tanımlarla uğraşıldığı kadar kendi gerçeklikleri ile uğraşsaydı insanlar keşke.

Ama bizim bugün değinmek istediğimiz konu ne kavramlar ne de tanımlardır.  

Sadet Abla’yı yazalım dedik.

HDP içerisinde birçok kişi ona “Havala Saadet veya Saadet Arkadaş” dese de aslında gönülden söylemek istedikleri Sadet Abla’dır.

Ablalık ona o kadar çok yakışıyor ki içerisinde bulunduğu siyasi harekette birçok kişi “heval” yerine “abla” diyor. Hatta kendisinden yaşça büyük olanlar bile ona “abla” diye sesleniyor.

HDP Milletvekili Adayları ile “Cumartesi Buluşmalarımızı” gerçekleştirdiğimizde, Saadet Abla’nın da katılmasını çok istiyordum ancak Ankara’da görevli olduğundan katılamamıştı.

Katılamadığı için üzüntüsünü Genel Yayın Yönetmenimiz Hatice Türkan’a bir abla edası ile anlatmıştı.

Hatice Türkan da Saadet Abla’nın üzüntüsüne dayanmayıp kardeşçe bir jest yaparak “Siz üzülmeyin, biz gazete olarak sizinle özel bir söyleşi yapacağız” demişti.

Bu güne kadar hiç kimseyi üzmemiş, son derece kibar, özverili ve mütevazı birine tanıdığı bu ayırıcılık, bizi de sevindirmişti. 

Sadet Abla’ya sözünü yerine getirdi Genel Yayın Yönetmenimiz.

Saadet Abla ile yaptığı söyleşiyi bugün keyifle okuyacağınıza inanıyoruz.

Saadet Becerikli birçok açıdan örnek alınabilecek bir insandır.

Yıllarca kadın ve insan hakları mücadelesi vermiş, daha sonra sivil toplum alanından siyasal alana geçerek BDP İl Başkanlığı, PM üyeliği ve bölge koordinatörlüğü yapmış.

En zor dönemlerde, gönüllülük temelinde inandığı değerler adına, verilen hiçbir görevden kaçınmamış.

Bir yerlere gelebilmek için kafa kol, ahbaplık ilişkilerine girmemiş. Samimi ve karşılıksız olarak gücü ve sağlığı el verdikçe çalışmış.

Bu gün milletvekili olmuşsa ve yeniden aday gösterilmişse bunu ana sütü kadar hak etmiştir.

Ne yazık ki siyasette hak ederek ( hel hele bir kadınsan) bir yere gelmek çok zordur.

Kadın da olsa erkek de olsa bu ülkede hakkı ile bir yerlere gelebilmek neredeyse imkânsız gibidir.

Bu yüzden, Sadet Abla’nın emek ve başarısının milletvekilliği ile ödüllendirilmesi isabetli olmuş elbette.

Bazen Sadet Abla örneğinde olduğu gibi hak ederek birileri bir yerlere geldiğinde, samimiyetle ve gönüllü olarak siyaset ve sivil toplum alanında çalışanlar için de moral ve motivasyon anlamında iyi oluyor.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?