İSLAM KARŞITLARINA!

24-12-2014

 

İslamofobi, kelime olarak "İslam korkusu"  anlamanı taşıyor. Dolayısı ile Müslümanların ötekileştirmesi ve onlara karşı nefreti geliştirmeyi esas alır.

Müslümanlara ve İslam dinine karşı ABD’deki 11 Eylül saldırıları ile baş gösteren ve batı dünyasında gittikçe gelişen Islamofobi, dünyamızı bir kutuplaşma ve büyük bir savaşa doğru hızla sürüklüyor.

Islamofobinin gelişmesinde ise önyargı ve ayrımcılık büyük rol oynuyor.

Müslümanlara karşı duyulan ve gittikçe artan nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve kin besleme, daha çok “kendilerini İslam olarak adlandıran”  ancak İslami değerler taşımayan örgüt ve yapılardan da kaynaklanmaktadır.

Islamofobinin hızla arttığı batı dünyasında Avrupa’daki Müslümanlara karşı kundaklama olaylarında, Amerika'daki Müslüman topluluklara karşı ayrımcı davranışlar keyfi tutuklamalar, işkencelerle insan haklarına aykırı uygulamalara sıkça rastlanmaktadır.

İŞİD barbarlığı ile İslamofobiyi gerekçelendirerek yüksek bir dille dillendiren kesimlerin görmezden geldikleri bir gerçek de sözde Müslüman olan barbarların en çok Müslümanlara zülüm yapıp öldürdükleridir.

İslamiyet adına hareket eden, kendisine Hz. Muhammed’i örnek alan ve şefaat bakımından en faziletli kutsal kitap olan Kuran’ı Kerimi rehber alan kişidir.

Bu kıstaslara göre hareket eden ise insanlığa, doğaya ve Allahın yarattığı hiçbir canlıya kıymaz zarar vermez.

İslam dinini tanımak ve değerlendirmek isteyen hem kim olursa olsun örnek alacakları birey, cemaat ve örgüt yukarıda tanımladığımız özeliklerdeki kişiler olmalıdır.

Yargısız infazlar, kafa kesimler, barbarca yaklaşım ve davranışlar asla İslam’a mal edilemez, edilmemelidir de.

Batıda artan İslamofobi nedeni ile samimi Müslümanlar arasında da farkında olunmadan Müslüman olmayanlara karşı bir kırılma ve uzaklaşma duygusu gelişiyor.

Müslümanlar arasında da batıya yönelik negatif önyargılar ve kuşkularda gittikçe artmaktadır.

Bu da başta da söylediğimiz gibi ilerde inançlar ve halklar arasında istenmeyen sonuçlara yol açabilir. 

Hirant Dink ve Malatya’daki zirve yayın olayı da karşılıklı olarak gelişen etki tepki olayları sonucunda bir bakıma ülkemizde gelişti.

Şiddetin hiçbir zaman haklı bir gerekçesi olmaz, olmamalıdır.

Karşılık bir şekilde nefretin gelişmesinin mutlaka önüne geçmek gerekir.

İnançlar arasında gelişen nefret ve ayrımcılık hiç kimseye yarar sağlayamaz.

İŞİD ve benzeri yapılar üzerinden İslam’a dil uzatan sadece batılılar ve diğer din mensupları değildir tabi.

Bu hatayı birçok İslam dinine mensup kişi de yapıyor. 

Bizim yaşadığımız toplumda sakal bıraktıkları veya giyimlerinden dolayı ötekileştirilen hatta hakarete uğrayan birçok Müslümanlar da var.

Çok uzakta değil Batmanda bile önyargılarla hareket edip samimi Müslüman insanların yaşamlarına müdahale etmeye çalışan, hakaret eden kişiler de var.

Bu IŞİD’çidir, Bu şucu, bucu’dur deyip kategorize ediyorlar insanları.

Bunların yaptığı düpedüz faşizmdir, cehalettir.

Bu kişilerin IŞİD vahşeti bahane ederek İslam’a ve Müslümanlara karşı hakarete varan bir üslup ve dil kullanmaları kabullenemez.

Bu kişiler ötekileştirme yaklaşımı ile farkına varmadan IŞİD ve benzeri yapıların değirmenine su taşıyorlar bir bakıma.

Ayrıca bu zihniyetin batı dünyasındaki “ Islamofobiden” hiçbir farkı yoktur.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?