İSTENİNCE OLUYORMUŞ

02-11-2014

Dünya Kobanê günü nedeniyle dünyanın dört bir yanında insanlar Cumartesi günü sokaklara çıktı.

Beş kıtada en az 30 ülke de ve birçok kentte halk Kobanê derinişine destek için sokaklardaydı.

Dünyanın her tarafında yapılan yürüyüşlerde “DAİŞ'e karşı, Kobanê direnişine destek” çağrıları yenilendi.

Yüz binlerin Kobanê için sokağa indiği eylem ve etkinliklerde ciddi manada bir sıkıntı yaşanmadı.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de 1 Kasım’da Kobanê’ye destek amacı ile yürüyüşler yapılacağı kararı üzerine, hükümet kanadı gösterilere izin verilmeyeceğini belirten açıklamalarda bulundular.

HDP ve DBP’nin “1 Kasım'da sokağa çıkın” çağrısına ilişkin açıklamalarına bölgedeki bazı Valilik ve Emniyet’lerden sert uyarılar yapıldı.

Siirt Valiliğinin “Kobanê'de yaşanan olayları protesto etmek için yapılacağı belirtilen eylemlere kesinlikle izin verilmeyeceğini, aksi hareket edenlere müdahale edilecektir” açıklaması 1 Kasım’ın olaylı geçeceğinin sinyallerini veriyordu.

Hükümet ve Valiliklerin sert uyarılarına rağmen 1 Kasım’da halk Kobanê’ye destek için sokaklara indi.

Korkulan gerilim ve olaylar ise yaşanmadı çok şükür.

Herkesim 7–9 Ekim’de bölgede yaşananlardan ders alınmış olacak ki 1 Kasım’da yapılan gösteri ve yürüyüşler demokratik yöntem ve usuller çerçevesinde yapıldı.

Demek ki istenince olabiliyormuş.

Batman’da HDP ve DBP’nin çağrısı üzerine önce Koçerler Bulvarı’ndaki mitinge katılan, ardından da Asri Mezarlığına kadar yürüyen 20 bin kadar kişinin, eylemlerini hiçbir gerilime neden olmadan tamamlamaları herkesi memnun etti.

Yürüyüş öncesi açıklama yapan HDP Milletvekili Ayla Akat Ata’nın “tüm arkadaşlar, taşkınlık yapmaya çalışanları önlesinler ve herkes bu konuda bir görevli gibi sorumlu davranmalıdır” çağrısı, yürüyüşün olaysız bir şekilde geçmesinde önemli bir etkendi.

Yürüyüş öncesi örgütlü bir şekilde davranan partililerin, yüzlerini kapatan, ellerinde taş ve benzeri cismimler bulunduranlara müdahalede bulunmaları ise yürüyüşe katılımı daha da arttırdı.

Cuma günkü yazımızda da 1 Kasım’a dikkat çekerek, çağrı ve konuşmalarda barış dilinin hakim olması uyarısında bulunmuştuk.

Aslında herkesin ortak temennisi de taleplerin demokratik çerçevede dillendirilmesidir.

Barış ve çözümden yana olmayanlar ise şiddet ve ölümlerde ısrar ediyor.

Bunları herkes tanıyor ve artık oyunlarına gelmiyor.

1 Kasım etkinliklerindeki duruştan şunu anlamak gerekir: hak arayışı ve haksızlığa karşı en iyi duruş demokratik eylem tarzıdır. Bunun dışına kim çıkarsa o zarar görür ve kimseden destek de bulamaz. Ülkemizde kalıcı barış için bu kadar önemli bir fırsat yakalanmışken bunu heba etmek intihar demektir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?