KARNEDEKİ ZAYIFLAR KİMİN?

Sanıcılı bir eğitim-öğretim dönemi yarılandı.
Milli Eğitim Bakanının telefonuna cevap vermediği için Milli Eğitim Müdürünün görevden alındığı olayları yaşadık.
Yine yetmezlikler ve okullarda şiddet gündemdeydi.
Okul etrafını saran çeteler, uyuşturucu maddesi satanlar...
Kir, çöp içerisindeki okullar,
Boş geçen dersler,
Okul idarelerindeki siyasi kadrolaşma,
Tüm bu olumsuzluklar içerisinde bir yarıyılı geride bıraktık.
Yarıyılın başarı durumu bu gün karnelerde ortaya çıkacak.
Çünkü bu gün karne alma günü.
Tabi bu yarıyılda karne alamayacaklar da var.
Silopi, Cizre, Sur ve Nusaybin’de çocuklar karne alamayacak.
Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre 80 bin öğrenci sokağa çıkma yasağının devam ettiği kentlerde karne alamayacak.
Aslında o çocuklara bütün notları “peki” olan karneler verilmeli.
Çünkü her şeyden önemlisi bir savaşın ortasında yaşamda kalabilmeyi başardılar.
Karne alan çocuklar ise notlarına göre ya sevinecek ya üzülecek.
Zayıfı çok olanlar her zamanki gibi üzülecek.
Karnede “peki”leri çok olanlar ise sevinecek.
Çocuklar başarı ve başarısızlığın muhasebesini kendince yapacak.
Aslında karnedeki zayıflar sadece kendilerinin değil büyüklerinindir de.
Hatta o karnelerdeki zayıflarda en büyük pay büyüklerindir.
O yüzden zayıfı olan öğrenciler üzülmesin
Üzülecek birileri varsa o da büyüklerdir.
Eğitimde fırsat eşitsizliği,
Ailevi sorunlar,
Sosyo-Ekonomik etkenler,  
Okul ve eğitim koşulları,
Eğitim sistemindeki keşmekeşlik,
Genel çevresel durum,
Eğitim alanında daha birçok etkeni sıralamak mümkündür.
Tüm bu olumsuzluklardan kaynaklı yaşanan ciddi mağduriyetler var.
Dolayısı ile karnedeki zayıfların sorumluluğunu sadece öğrencilere mal edilemez.
Başarısız olan öğrenciler kadar, sağlıklı bir eğitim için onlara uygun koşullar yaratmayan büyüklerin de suçu var.