KÜRTLER İÇ BARIŞINI SAĞLAMALI

20-11-2014

 “Kürtlerin temsilcisi kim” tartışmaları çözüm sürecinde muhatap noktasında hükümetin tavrı ile başladı.

Kürtlerin taleplerini esas alan 5 siyasi parti, onlarca kurumu ve dolayısı ile temsilciler var.

Hatta AK Parti bile yerine göre “Türkiye’deki Kürtlerden en çok oyu ben alıyorum onların temsilcisiyim” diyor. 

Kürtlerin temsilcisi kim tartışmalarına yol açan çözüm sürecinin amacı, 30 yıldır süren çatışma ortamını sona erdirmek ve silahların susmasını sağlamak olduğuna göre, buradaki birinci muhatap bellidir.

Bu çatışmanın muhatabı ile müzakere yapılmadan silahların susmasını da sağlamak mümkün değildir.

Devlet ile hükümet yetkililerinin, çözüm sürecinde muhataplık noktasındaki belirlemeleri yerindedir.

Devletin bu yaklaşımı daha çok Bölgedeki İslami kesimlerde tepki gösteriyor

Özelikle Hüda-Par, hükümetin çözüm sürecindeki muhatabı ile ilgili rahatsızlıklarını her platformda dile getiriyorlar.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Halkla İlişkiler Başkanı Malatya Milletvekili Öznur Çalık başkanlığındaki heyetin TPAO Kristal Park’ta gerçekleştirdiği “Yeni Türkiye’de STK buluşmaları” toplantısında hem Huda-Par hem de Memur-Sen temsilcilileri çözüm sürecindeki muhataplık noktasındaki rahatsızlıklarını açık bir şekilde dile getirdi.

Tabi ki hak arama, farklı düşünme, karşı çıkma, muhalefet etmek demokratik bir haktır.

Ancak “sürecin muhatabı kim olmalı” tartışmalarının bu süreçte yapılması biraz anlamsız gibi duruyor.

Çünkü 30 yıldır devlet ile silahlı çatışma yürüten PKK’dır .

Dolayısı ile PKK’yi silahlı mücadeleyi bırakma konusunda ikna edebilmek için kim etkili olabiliyorsa onunla görüşülür.

Silahların bırakılması, bu konuda birinci adımdır, ikinci adımda görüşülmesi gereken muhatapların sayısı elbette artmalıdır ve bu her kesimi kapsamalıdır.

Hükümetin de bu gün kadar yaptığı budur ve yaptıkları da doğrudur. 

Şimdi de süreçle birlikte alevlenen tartışmaların özüne gelirsek; Kürtler arasındaki tahammülsüzlük ve siyasi çekişmeler, geçmişte yaşanan olumsuzluklarla alakalıdır.

Bu tartışmalara yol açan sebepleri herkes biliyor.

Bu süreçte geçmiş defterleri açmanın manası ve faydası da olamaz.

Çözüm sürecinde muhatabın kim olmasından ziyade öncelikle silahların susturulması, kalıcı bir barış ve Kürtler için sosyal, ekonomik ve kültürel kazanımlarına bakmak lazım.

Kürtler bu süreçte dağınık bir şekilde durma, birbirini engelleme, çelme takma gibi iş ve işlemlerden uzak durmalıdır.

Unutulmaması gerekir, barış sürecinin başarıya ulaşması herkese kazandırır.

Sürecin sekteye uğraması başta Kürtlerin ve Türkiye’deki tüm halkların zararına olur.

Bu süreçte “Kim muhataptır, kim olmalıdır”’dan ziyade Kürtler kendi iç barışını nasıl sağlar ona daha çok zaman ayırmak gerekir.

Kim ki bu süreçte ayak bağı olup oyunbozanlık yaparsa ileriki süreçte kendisi kaybeder.

Kürtler dağınık dururlarsa çözüm süreci Kürtlere hiçbir kazanım sağlamaz.

Kısır çekişmelerden ve çatışmalardan uzak durmanın, kalıcı barış için mücadele etmenin zamanıdır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?