MADEM SEÇİM VAR...

19-10-2015

7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan sonucu beğenmediler efendiler.

Hesapları tutmadı, kimse tek başına iktidar olmadı.

Bu yüzden yeniden seçim kararını aldılar.

Bizler istemeye isteme ye sandığı getiriliyoruz 1 Kasım’da.

Bu yüzden seçim kararı alındıktan bu yana hiç de seçim havasında değildi halk.

Üzerine ülkeyi yasa çeviren Ankara katliamı ve bölgede yaşanan ölümlerde de ekleyince seçime dair hiçbir istek kalmadı halkta.

Bu yüzden ülke olarak tarihin en az katılımın sağlanacağı seçim olursa hiç şaşmayın.

Çünkü halkın kafası çok karışık.

Yapılan anketlere göre sonuç açısından iki seçim arasında ciddi manada bir sapma görünmüyor.

Katılım sadece bir partiyi etkilemezse sonuç üç aşağı beş değişmeyecek gibi

Bu tablo karşısında halk “Diyelim ki 7 Haziran da seçtiklerimizi bir kez daha seçtik, ne değişecek?” diyor.

Bu yüzden karamsarlığa ve umutsuzluğa düşüyorlar.

Haksız da sayılmazlar.

Çünkü mevcut tablo içerisinde bir birleri ile koalisyon yapmaya yakın görünen AK Parti, MHP ve CHP görünüyor onlar da bir türlü birlikte ülkeyi yönetecek gibi görünmüyorlar.

HDP’ ile de her üç partinin koalisyon kurma gibi bir niyetleri yok.

Çünkü kendilerinden başkasına tahammülleri yok.

HDP’den tabanında beklediği iktidar ortağı olma değil güçlü bir muhalefettir zaten.

Koalisyon meselesine tekrar dönecek olursak; koalisyon hükümeti ile ülkeyi yönetmek önümüzde bulunan yakıcı sorunları çözmek için büyük bir fırsattır aslında. 

Çünkü yeniden şiddetlenen çatışmalı süreç tekçi iktidar zihniyetle değil ancak ortak akıl ve demokratik bir mutabakatla mümkündür.

Ayrıca gittikçe artan siyasal ayırışım ve çatışmalar uzlaşma ve toplumsal barışın sağlanması ile mümkündür.

Yani,7 Haziran seçimlerine yakın bir sonuç 1 Kasım’da da ortaya çıkarsa sonucun bir kaostan ziyade fırsata dönüştürülmesi gerekmektedir. 

Her şeyden önce mecliste mevcut tabloyu temsil açısından doğru okumak gerekir.

Gurubu bulunan dört siyasi partinin, birbirinden farklı kesimlere hitap ettiğini biliyoruz.

Bu durumda Türkiye’deki halklar, inançlar ve ideolojilerin % 90’ı neredeyse TBMM’de temsiliyet hakkı buluyor.

Meseleye bu pencereden bakıldığında aslında 7 haziran seçimleri sonucu ortaya çıkan tablo kesinlikle kaos yaratacak bir sonuç değildi.

Ancak birileri bu sonucu bir türlü içselleştirmedi ne yazık ki.

Onlar içselleştirmedi diye de sandığa gitmezlik etmemek gerekir.

Madem tekrar seçime götürülüyoruz ve 13 gün sonra yeniden seçim var, sandığa gitmemek yerine katılımı inadına güçlendirmek ve bizim tercihimizi beğenmeyenlere sandıkta dersini vermek gerekir. 

Bombaların patladığı, mitinglerin yapılamadığı, sokağa çıkma özgürlüğünün bile kısıtlandığı bir ortamda halkın iradesinin sandığa yansımasında da ciddi sorunlar çıkacaktır elbette.

Çeşit çeşit kaygılar ve endişelerin olduğunu da bir gerçektir.

Karşı karşıya bırakıldığımız tablo ne yazık ki pek iç açıcı değil.

Ama her şeye rağmen ve her koşulda 1 Kasım seçimlerine odaklanmak ve kazasız belasız sonuçlanması için çaba sarf etmek gerekir...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?