Batman, devlet kayıtlarına göre Türkiye’nin en çok işsizin olduğu kent.
Bu birinciliği 400 bin nüfuslu kent, yıllardır elinde bulunduruyor.
İşsizliğin yol açtığı yoksulluk, fukaralık hiçbir araştırma ve istatistik verilerine gerek kalmadan yıllardır kendisini gösteriyordu zaten.
Ülkelerindeki iç savaştan kaçıp Batman’a sığınan yaklaşık 20 bin Suriyeli ve Afgan mülteci ile birlikte işsizlik ve fukaralık Batman’da daha da arttı.
Bu gerçeği de herkes biliyordu.
Devlet, ülkemize sığınan Suriyeli ve Afgan mağdurlara sığınma hakkı vermediğinden dolayı bütün ihtiyaçları da karşılanmıyor.
Sadece devletin hastanelerinden ücretsiz faydalanma hakkı ve imkânlar ölçüsünde cüzi yardımlar yapılıyor bu mağdurlara.
Hayırsever vatandaşlar da imkânlar ölçüsünde mültecilerin ihtiyaçlarını karşılamak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Ama buna rağmen destekler, yardımlar yeterli olmayınca mülteciler de herkes gibi geçimleri için gündelik işlere koşuşturuyorlar.
Ne iş bulsalar yapıyorlar.
Bunların mağduriyetini bilenler, zaman zaman durumlarından istifade ederek düşük ücrete çalıştırıyorlar.
Bir kısım vatandaş iş konusunda mağduriyetlerinden, bir kısım da daha düşük ücretle çalışmalarından dolayı mülteci işsizleri tercih ediyor, bu da Batmanlı işsizleri mağdur duruma düşürüyor.
Yani bir mağduriyet, beraberinde başka bir mağduriyete yol açınca yıllardır heykelin önünde hiçbir güvenceleri olamadan çalışan ameleler, basın yolu ile bir açıklamada bulundu.
Haber başlığı şöyle “Batmanlı İşsizler, Suriyeli Sığınmacılara Tepki Gösterdi”
Haberin devamında ise Afgan ve Suriyelilerin düşük ücret karşılığında çalıştığı için işverenler tarafından daha çok tercih edildikleri, Batmanlı işsizlerin ise bu duruma tepki gösterdikleri yazıyordu.
Bu tepki her ne kadar bir mağduriyetten kaynaklı ise de aslında doğru bir tepki değildir.
Bu tepkiler farkında olmadan beraberinde nefret suçunu da geliştiriyor.
Bu da son derece tehlikelidir.
Her iki tarafın mağdur olduğu bir gerçektir.
Ve en çok da mağdurun, mağdurun halinden anlaması gerekir.
Mülteciler konusu, hassas bir konudur.
Bunu yaymak yerine, iletişimle ve konuşularak bu sorun çözülmelidir.
