MİŞLİ GEÇMİŞ ÇÖZÜMSÜZLÜKTE ISRAR

08-11-2015

 “Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” Diyor Maide suresinin 8. Ayeti.

Ve dikkat edin ey iman edenler diyor, Müslümanlara sesleniyor, yani öyle adaletsizlikten yırttığını düşünmesin kimse, imtihanı geçtiğini sanmasın kimse.

Seçim bitti ortalık duruldu derken seçimde muradına erenler hiç oralı değil hala savaşın dilini taşıyor. Operasyonlar, ölüm kusan açıklamalar ve o şiddet dozunu düşürmeden devam ediyor. Şimdi de yayınlanan bir haber, hükümetin maksadını en açık biçimiyle ortaya seriyor. Neymiş,  Artık Muhatap Öcalan da HDP de olmayacakmış.

Neymiş, Kürt sorununun çözümünde yeni aktörler devreye girecekmiş. Yeni muhatap, halk ve toplumun farklı kesimleri olacakmış.

PKK'nin silahlı unsurları ve terör tehdidi bertaraf edildikten sonra, devlet gerekli adımları atacakmış. Yani yine atılması gerekli adımların ön koşulu var.

Geri dönüşler için gerekli yasal düzenlemeler yapılacak, ancak bu konuda da terör örgütü ya da HDP muhatap alınmayacakmış. Yani hükümet örgütü muhatap almadan elemanlarının geri dönüşünü sağlayacakmış.

Diyorlar ki “Seçim sürecinde, bölgede 2.5-3 milyon kişiye ulaşan aşiretlerin ve dini kanaat önderlerinin halk üzerinde oldukça etkili oldukları görüldü.” Yahu seçim dönemine gerek yok. Bu ülkede 80’li 90’lı yıllara bakın aşiretlerin ve dini kanaat önderi dediğiniz şeyhlerin halk üzerindeki şiddetli etkilerini görürsünüz. Ve o şiddetli etkinin altında halkın nasıl ezildiğini de görürsünüz.

Bir iktidar ancak bu kadar saçmalayabilir ve çözüm diye çözümsüzlüğü ve sorunu büyütebilir. Şeyhlere, ağalara feodal zihniyete isyan hareketi olarak çıkmış bir silahlı hareketi ve ortaya çıkardığı sonucu ya da durumu düzeltmeye dönük o feodal zihniyetin temsilcilerine rol veriyor. Devlet 80’lerde zaten bunu yaptı diye çıkmadı mı ortaya PKK?

 “Aşiretler, dini kanaat önderleri, korucu aileleri, Kürt halkının HDP dışındaki temsilcileri, sivil toplum örgütleri, yeni dönemde bu mekanizmanın içine sokulacak.” Devlet o korucu sistemiyle Kürt sorununu daha da derinleştirmedi mi zaten?

Aşiretler ve dini kanaat önderleriyle yapılan görüşmelerden olumlu sonuç alındığı belirtiliyormuş. Onların muhatap alınması ile hem muhataplık sorununu giderilecekmiş, hem de Kürtler için tek alternatifin PKK ya da HDP olmadığı ortaya konulacakmış. Ya bu hangi aklın daha doğrusu akılsızlığın çözüm önerisidir.

Biri bunlara yangına körükle gittiklerini söylemiyor mu?

Hadi onlar görmedi, kafa basmadı diyelim. Bölgedeki yerel teşkilatları ya da bölgeden çıkardığı Kürt kökenli milletvekilleri de anlamıyor ve olacakları öngörmüyor mu?

Devlet, yıllarca kullandığı ama kullandığını kabul etmediği yöntemleri meşrulaştırıyor yasalaştırıyor. Devlet bölgeyi feodal zihniyete, korucuların insafına ve hükümetin tasdik makamı rolünde sözüm ona STK’lara terk ediyor.

Öyle görünüyor ki devlet artık her alanda olduğu gibi bu alanda da taşeronlarla iş yürütecek. Ve bu yine adaletsizliği, zulmü ve hukuksuzluğu çoğaltacak. “Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?