NE YAPTIN BE HAZAL!

18-11-2017

Her türlü canlının yaşam hakkı ile ilgili sorunların olduğu bir şehirde yaşamak zordur.

Tabi duygu ve duyarlılık sahibi hümanist insanlar için daha da zordur.

Zorluklarla baş etmek, ayak direnmek pek kolay değildir elbette.

Ancak güçlü insanlar zorluklara karşı her şeye rağmen mücadele ediyor.

Yanlışlara karşı direnen insanlara her zaman saygı duymuşumdur.

Hele hele o tür kişi, bizim toplumsal yapımız içerisinde dezavantajlı durumda olan “kadın”sa ona olan saygım daha da artmaktadır.

Bu yazımda size, saygıyı hak eden genç bir arkadaşımdan söz edeceğim.

Henüz Batman Üniversitesinde bir öğrenci iken Batman’da kimsenin eğilmediği bir temel soruna el atınca kendisini tanımıştım.

Ama açık söylemek gerekirse bir anlık bir heves olduğunu, bu işten çok kısa sürede pes edeceğini düşünüyordum.

Ama çok şükür zaman içerisinde yanıldığımı hissettim.

İyi ki de yanılmışım.

Çünkü bu genç kız, kısa bir süre içerisinde Batman’daki dilsiz bütün canlıların gönüllü tercümanı oldu.

Sokakta savunmasız durumda olan, acımasızca öldürülen kedi, köpeklere kalkan oldu.

Tıpkı insanlar gibi onların da yaşam hakkının olduğunu topluma anlatmak için gece gündüz demeden çabaladı.

Kışın dondurucu soğuklarında aç perişan kalan canlılar için zar zor bulduğu gıdaları doğaya bıraktı.

Doğadaki canlılara karşı sorumlukları olan kurumları harekete geçirdi.

Toplumsal duyarlılığın artması için yürüyüşler, basın açıklamaları yaptı.

İlginçtir Batman’ın çok önemli hayvan hakları sorununa el atan bu kişi, aslen Batmanlı değildir.

Oysa onu tanıyan çoğu kişi, sırf iyi niyetli çabalarından dolayı onu Batmanlı olarak biliyor.

Batman’da doğmadığını ve eğitimi dolayısı ile şehrimizde ikamet ettiğini biliyordum.

Ancak yaşadığı şehrin sorunlarına kayıtsız kalmayıp sorumluluk hissettiği için benim gözümde en has Batmanlı olan kişidir.

Bir insanın şehrini bana göre nüfus cüzdanındaki doğum yeri hanesinde belirtilen yerden ziyade o şehre karşı aidiyet duyup duymadığı belirler.

O yüzden bana sorarsanız Anadolu Hayvan Hakları Federasyonu Batman Temsilcisi Hazal Karaaslan, öz be öz Batmanlıdır.

Hiçbir Batmanlının doğru dürüst eğilmediği “hayvan haklarının korunması” ile ilgili yaptığı mücadeleyle örnek alınacak bir insan. 

Savunmasız durumdaki canlılar için verdiği mücadele sayesinde Batman’da bu alanda o kadar çok mesafe kat edildi ki “ Ne yaptın be Hazal” diyecek kadar hayretler içerisindeyim doğrusu.

Bu güzel yürekli insana emeklerinden dolayı kendi adıma teşekkür ediyorum ben.

Yazımı Hazal Karaaslan’ın, Batman Tarafsız Gazetesinde 12 Ekim 2016 tarihinde kaleme aldığı yazıda meramını çok güzel sözlerle getirmiş. Yazının bir kısmını sizlerle paylaşarak makalemi noktalıyorum;

“Bizim meselemiz sadece hayvan hakları değil, doğanın içinde bulundurduğu canlı ve cansız tüm varlıkların korunmasıdır. Ne bir insan, ne bir hayvan, ne bir ağaç, ne bir çiçek, ne bir böcek zeval görsün istemeyiz. Meseleye hayvan hakları açısından daha çok yaklaşıyoruz çünkü yeryüzündeki en savunmasız canlılardır hayvanlar; biz onların gören gözü, işiten kulağı, atan kalbi, hisseden vicdanı olmaya çalışıyoruz. Demem o ki; evet insanlar ölüyor ama o insanları hayvanlar öldürmüyor, yine kendi cinslerinden olan diğer insanlar öldürüyor ve insanlar birbirini öldürüyor diye hayvanlara daha fazla sırt çevrilmesini vicdanım kabullenemiyor.

Biz ölüyoruz; kendi içimizdeki sevgi eksikliklerinden, türlü hesaplaşmazlıklardan ve kazanma hırsları nedeniyle.

Biz ölüyoruz çünkü her birimiz bir başkasına olan sevgisini/saygısını köreltip vicdanını öldürüyor. Vicdan demişken, dilsiz canların dili olmak vicdanın en doruk noktası değilse nedir?…”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?