ÖLMEYE İZNİMİZ, YOLUMUZ VAR AMA ŞİKÂYETE YOK

19-08-2014

Temelde devlet kurumları vatandaşa hizmet götürürken vatandaşın güvenliğini öncelemesi gerekir. Vatandaşın asgari düzeyde bilgi ve birikimini dikkate alıp güvenliği aksatacak yaşam tehlikesi yaratacak hiçbir boş alan bırakmaması lazım. Yani tabiri caizse vatandaşın en cahilinin düzeyini hesaba katıp olası davranışlarını hesaba katmak durumundadır.

Sosyal devlet olgusu ve yansıması olan yasalar bunu gerektirir. Kâğıt üstünde üstünde her şey düşünülmüştür. Dört dörtlüktür. Kurallar belli yapılacaklar en açık ifadesiyle belirtilmiştir. Örneğin devlet dairelerinde hala kimi dolapların üstünde yangında ilk kurtarılacak diye yazılması bunun bariz göstergelerinden biridir.

Tabi ki bizde işleyiş bu denli vatandaşın güvenliğini önceleyecek bir tarzda olmaz. Peki nasıl olur derseniz. İki örnekle anlatmaya çalışayım.

Devlet Demir Yolları şehir içinden geçen rayları ve güzergâhının hemzemin geçitlerinde bariyer koyar ışıklandırma sistemi koyar. Ama tam ifadesini hatırlayamadığım şöyle de bir tabela iliştirir: Bariyerler çalışmayabilir dikkatli geçin. Bu ve benzer tabelaların hemzemin geçitlere konulmasının nasıl bir mantığı olabilir dersiniz.

Acaba şunu mu demeye getiriyor. Ben bariyer koydum ama sen bana da bariyerime de güvenme tedbiri elden bırakma. Sonra karışmam. Aslında sanki vatandaşı korumaktan can güvenliğini sağlamaktan ziyade bu, söz konusu kurumun olası bir kaza durumunda kendini korumaya çalışmasıdır. Özetle ve en açık ifadesiyle şu mudur? Bak ben bariyer koydum ama sen güvenme bariyere sonra neme lazım tren çarparsa suç benim ya da bariyerimin değil senin dikkatsizliğinindir. Sonra mahkemelik olursak bak ben oraya yazdım, bariyere güvenme demişim dikkatli ol diye yazmışım. Niye dikkatli olmadın derim. Ki daha önce bir yazımda bir örneğini anlattığım çok benzer durumlar yaşanmıştır.

Şimdi bu nerden geldi aklıma derseniz. Geçenlerde İpragaz mahallesine doğru giderken hemzemin geçitte söz konusu tabela hiç dikkatimi çekmemişti. Yanımda abim kurumların vatandaşı değil kendini koruma derdinde olduğunu söyleyince üstüne de yaz bunu deyince haklısın dedim.

Yolumuza devam ettik henüz 1 kilometre bile geçmemişken bu sefer yeni bir örnekle daha karşılaştık. TEİAŞ’a doğru göbekten sağa dönen çift yönlü yolun her başına konulmuş tabelaları gösterdi bu sefer bak dedi bizim girmemiz gereken yolun başında yol çalışmasından dolayı kapalı diye tabela var dedi. Tamam o zaman diğer yoldan yani ter şeritten girsek diye düşünürsen de bu sefer ters yön girilmez tabelası var. 

Düşünsene Karayolları, bu yolun üstünde oturan çalışan ya da bu yolun ulaştığı yerlerdeki her bir insanın yollarını kapatıyor çözüm sunmuyor vatandaşı kuralları çiğneyip hayatını tehlikeye atmak zorunda bırakıyor. Ama herhangi bir kaza olduğunda da sorumlu tutulmamak için her bir yolun başından tabelalarını eksik bırakmıyor.

İşte en başında dediğim gibi kimi kurumlarımız vatandaşın güvenliğini sağlamaktan çok kendi güvenliğini ve sorumsuzluğunu korumaya çalışıyor.

Ölmeye iznimiz ve yolumuz çok ama üzgünüm şikayete ne iznimiz var ne de yolumuz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?