SEÇİME GİDERKEN

24-08-2015

Siyasi partiler, 7 Haziran milletvekili seçim sonuçlarında seçmenin verdiği mesajı almamış olacaklar ki 1 Kasım’da büyük ihtimalle erken seçime gidilecek.

Seçimde verilen mesaj “biz çok partili bir koalisyonla ülkenin yönetilmesini istiyoruz”idi.

Şayet seçim sonuçları doğru okunmuş olunsaydı Türkiye kutuplaşmalardan kurtulacak, demokrasi ve işbirliği kültürü gelişecek, ülkenin mevcut hayati sorunları her kesimin desteğini alınarak çözülecek, herkesi memnun edecek bir eğitim ve hukuk sisteminin oluşması için fırsat doğmuş olacaktı.

Ancak bu fırsat iyi değerlendirilmedi ve heba edildi.

Daha seçim akşamında yeniden seçim sinyalleri verildi.

Bu erken seçim, biçim olarak Türkiye tarihinde bir ilktir.

Seçimlerin yenilenmesinde birinci derece müsebbip Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olarak görülüyor.

Genel kanı şu; Cumhurbaşkanı 7 Haziran seçimlerinde başkanlık sistemini hayata geçirmek için yeterli sayıda milletvekilini elde edemeyince koalisyon hükümetinin kurulmasına engel oldu.

40 günlük hükümet kurma yetkisinin AK Parti liderine verilmesi de hükümet kurma amacından ziyade yasal gerekleri yerine getirmek olduğunu gösteriyordu.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Davutoğlu ile yaptıkları görüşmelerde Davutoğlu’nun kendilerine koalisyon görüşmeleri için değil, erken seçim hükümeti önerisi ile geldiğini söyledi.

MHP zaten işin başından beri AK Parti ile koalisyona sıcak bakmıyordu, MHP ile yapılan görüşmeler de öylesine yapılmış görüşmelerdi.

AK Parti’nin HDP ile yaptığı görüşme ise dostlar alışverişte görsün misali bir görüşmeydi.

HDP’nin gelinen noktada seçim hükümetinde bakanlık görevini kabul etmesi şunu gösteriyor; şayet AK Parti HDP’ye hükümet kurmada ortaklık için ciddi bir teklif getirmiş olsaydı HDP, AK Parti ile koalisyona evet diyebilirdi.

Ancak anlaşılan AK Parti’nin derdi koalisyon hükümeti kurmak değil, bir an önce seçime gitmekmiş.

Nitekim öyle de oldu. AK Parti, istediği erken seçim kararını almayı başardı. Başarmasına başardı ancak bir dahaki seçimde AK Parti’nin oylarını artıracağı şüphelidir.

Bu seçim bir yerde AK Partinin kader seçimidir de.

Gelecek seçimde oy kaybeden AK Parti’de seçim sonrası büyük dalgalanmalara ve kopuşlara varacak iç karışıklıklar yaşanma ihtimali yüksektir.

7 Haziran’da aldığı oy oranını korusa bile yine sıkıntılı günler yaşayacak.

Ancak erken seçimde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın beklediği 400 milletvekilini çıkarırsa bir rahatlama yaşayacak.

Şüphesiz ki AK Parti seçim öncesi bütün hamlelerini yapacak.

Genel Kurulda Genel Başkan değişikliğine bile gidebilir.

Davutoğlu'nun yerine Yalçın Doğan veya Numan Kurtulmuş getirebilir.

3. dönem kuralına takılan milletvekillerinin bir kısmını “1 seçim dinlendiler” deyip tekrar listeye alabilir.

Refah Partisi veya Büyük Birlik Partisi ile seçim ortaklığı yapabilir.

Muhafazakar Kürt seçmenlerin oyunu alabilmek için Emin Ekmen, Abdurrahman Kurt gibi bölgede sevilen kişileri aday gösterebilir.

Bütün bu hamlelerin tek başına hükümet ve Cumhurbaşkanını "Başkan" yaptırmasını sağlayacak milletvekili sayısını kazandırıp kazandırmamacığı ise tabi ki şüphelidir.

AK Parti seçimi kendi lehine dönüştürmek için hamle üzerine hamle yaparken diğer partiler de onu seyretmeyecek elbette.

Onlar da seçim sonuçlarını lehine dönüştürecek adımları atacaklar.

Özelikle 7 Haziran seçimlerinde aday noktasında HDP çok ciddi yanlışlar yapmasına rağmen % 13 oy almışken mevcut milletvekilleri arasında bir kaç isim değiştirip, diğer Kürt parti ve kurumlarını da seçim ittifakı içerisine alırsa oyunu artıracaktır elbette.

Seçim sonuçlarını en fazla etkileyecek mesele ise kuşkusuz ki çözüm sürecinin sonlandırılıp çatışmalı bir ortama girilmesidir.

Çatışmalı ortam batıda da doğuda da AK Parti’ye oy kaybettirip diğer partilere oy kazandıracak gibi görünüyor.

Seçim sürecinde çatışmaların devam etmesi, seçimde gerilimi de artırır. Gerilimli bir atmosfer ise seçim sonuçlarına ciddi manada etki eder.

Bundan en çok zarar gören ise AK Parti ve HDP olur.

HDP’nin 7 Haziran seçimlerinde batıdan aldığı oylarda büyük ihtimalle düşüş olur.

Bu düşüşü önleyecek tedbir bulamazsa baraj altında da kalabilirler.

Her ne kadar silahların bir an önce susması için HDP Lideri Selahattin Demirtaş  “amasız ve şartsız biran önce silahlar susmalı, eller tetikten çekilmeli” diyorsa da bu sözler batıdaki seçmenlerin bir kısmına inandırıcı gelmeyebilir.

Anlayacağınız 7 Haziran seçim sonuçlarını benimsemeyip tekrar seçim diyenler için sonuçlar hüsran olabilir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?