ŞELİM’İ BİLİR MİSİNİZ?

23-12-2017

Siz ne kadar “Batman, petrol kentidir” derseniz deyin, aslında şehrimiz, tarım kentidir.

Şehrimizin kalkınması, gelişmesi ve geleceği tarımdadır.

Kıymetini yeteri kadar bilemediğimiz bu topraklarda 10 bin yıldan fazladır insanlar yaşamını topraktan aldıkları ürünlerle sürdürüyor.

İnsanlık tarihinin ilk tarım ürünlerinin üretimi ve tarım aletleri de yaşadığımız coğrafyada 10 bin yıl önce atalarımız tarafından icat edilmiştir.

Biz ise hala toprağın ve tarımdaki üretimin öneminin farkında değiliz.

Hoyratça tüketmekten, toprağa ve çevremize zarar vermekten başka yaptığımız bir şey yok.

Sonra da “yoksulluk var, işsizlik var” diye yakınıyoruz.

Oysa insanlar, hayvancılık ve tarıma odaklanırsa işsizlik ve yoksulluk diye bir sorun kalmaz.

Bunun için öncelikle bizler, şu şehir yaşamından uzaklaşmalıyız.

Üretim için topraklarımızın bağrına dönmemiz gerekiyor.

Bunu gerçekleştirmediğimiz sürece, şehrimizin ekonomik açıdan gelişimi mümkün görülmüyor.

Tabi her şeyi bireyden beklememek gerekir.

İlgili kamu kurumlarına çok iş düşmektedir. 

Tarımsal gelişim için master planlar hazırlanmalı.

Şu basit ve kolaycı yöntemlerden vazgeçilmeli.

Hibeymiş, ÇKS desteğiymiş, primmiş… Gelişim için para etmiyor bu uğraşlar.

Yeni metotlar bulunmalı.

Alternatif ürün politikası üzerinde durulmalı.

Tarım ve hayvancılıkta sektörleşme ve markalaşmaya önem verilmeli.

Kooperatifçilik yöntemi geliştirilmeli.

Ama bunları hiç kimse kendine dert etmiyor.

Dert edeni ve uğraşanı boşa çıkarmak için her şey yapılıyor.

Çok da isimler üzerinde durmak istemiyorum ancak bu güne kadar birçok örneğine tanık oldum.

Gayretli insanların önünü açıp destek olmak yerine hep engel olunuyor.

Öyle olduğu için de tarımda başarı elde edilmiyor.

Markalaşma ve sektörleşmede de sınıfta kalıyoruz maalesef.

Tarım şehri olmamıza rağmen, en basit örneğiyle, mesela coğrafya işaretli bir ürünümüz hala yok.

Oysa marka ve coğrafi işaretlemeyi hak eden birçok ürünümüz var.

Gercüş ve Sason, bu alanda çok zengin çeşitliliğe sahiptir.

Sadece bu iki ilçemizde değil, şehrimizin genelinde üretimi yapılan özgün tarım ve gıda ürünlerinin, işaret tesciline, bunun için de etkin bir çalışmaya ihtiyaç duyuluyor.

Sağ olsunlar duyarlı birkaç arkadaşın bu yönde çabalarının olduğunu biliyorum.

Sason Çileği’nin tescili için yoğun çaba sarf ediyorlar.

Aynı çabayı,

Sason Balı ve Cevizi,  

Gercüş Pekmezi, mezrone ve keyfi üzümü, cevizli sucuğu, sumaki,

Hasankeyf inciri ve bademi, 

Batman kırmızı mercimeği ve karpuz çekirdeği,

Beşiri cefan kavunu,

En önemlisi de Gercüş’ün Şelimi yani Turp’u için de yapılmalı.

Bu ürünlerin tescillenmesi için çalışılmalı.

Gercüş Şelim’ini bilen biliyor.

Ancak bilmeyenlere, faydaları ve özelliğini tanıtmak gerekiyor.

Ne yazık ki bırak tescillenmeyi bir kere olsun doğru dürüst bir haberini yapmadık.

Tanıtıp pazarını oluşturmadık.

Ben de buna dikkat çekmek için bu gün ki yazıma “Şelim’i Bilir Misiniz?” başlığını attım.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?