SURİYELİ KADINLAR

19-04-2016

Savaş ve çatışma ortamından en çok etkilenen, kuşkusuz ki savunmasız çocuk ve kadınlardır.

Suriye’deki iç savaştan canlarını zar zor kurtaran, ancak ruhsal açıdan çoğu büyük yara almış Batman’daki kadın ve çocuklarda bu durum, net bir şekilde görünmektedir.

Hayatta kalma mücadelesi veren Batman’daki Suriyelilere ait bir kamp ve düzenli yardım olmadığı için çok zor şartlarda yaşam mücadelesi verdikleri bir gerçektir.

Bu zor şartlarda yaşam mücadelesi veren savaş mağdurlarına bazı kurumlar ve hayırseverler de yardım etmemiş olsaydı durum, daha da vahim olurdu.

Bazı kurumlar ve vatandaşlar yardım konusunda duyarlılık göstermemiş olsaydı mültecilerin başına kim bilir ne büyük felaketler gelirdi.

Çünkü yabancısı oldukları bir diyarda hayatta kalma mücadelesi veren insanlar her zaman istismar edilme riski ile karşı karşıyadır.

Her yerde olduğu gibi ne yazık ki kentimizde de son dönemlerde Suriyeli mülteci kadın ve çocuk istismarı ile ilgili ciddi anlamda söylentiler var.

Özelikle zor durumdaki kadın ve kızların fuhşa zorlandıkları, insan ticareti yapan çetelerin eline düştükleri yönünde haberler alıyoruz.

Kimisi de çaresizlikten zoraki evliliği kabul ediyor. 

Bazı vicdansızlar Suriyeli savaş mağduru kadınlara ve kızlara adeta kelepir bir eşya muamelesi yapıyor.

Eşini kaybetmiş yaşlı adamlar,

Çocukları olmadığından veya farklı sebeplerle ikinci evlilik yapan adamlar,

Zihinsel engelliler,

Kısacası ne kadar evde kalmış erkek varsa mülteci kadın ve kızlarla para karşılığında evlilik yapıyor.

Hatta eşi ile geçinmeyen veya sorunları olan çoğu kişi “fırsat bu fırsat” deyip ya eşini boşayıp ya da kuma usulü ile Suriyeli kadınlarla evleniyor.

Resmi evlilik yapılmadan imam nikâhı ile evlenen Suriyeli kız ve kadınların bir kısmı ise bir süre sonra sokağa atılıyor.

Çünkü evlilikler genelde severek, anlaşarak ve de İslami şartlar çerçevesinde değil adeta bir tarafın çıkarı doğrultusunda sonuçlanmaktadır.

Suriye iç savaşında yine en çok zararı kadın ve çocukların gördüğü, cinsiyete dayalı şiddetin bir savaş silahı olarak kullanıldığı yönünde haber, anlatım ve raporlarlar da bu durumu doğruluyor.

Anlayacağınız Suriyeli kadınlara karşı çok sakat bir yaklaşım var.

Suriyeli kadınları ağzına sakız yapıp eşlerine karşı koz olarak kullanan erkekler de var.

Bazı erkeklerin ağzından sürekli eşlerine karşı söyledikleri “Kafamı bozarsan bir Suriyeli kadını ikinci eş olarak alırım” tehdidinde bulunduğu söyleniyor.

Güya tehdit arazı ve esperi ile söylenen bu sözler zamanla gerçeğe de dönüşüyor.

Mübarek sanki bakkaldan, pazardan mal alıyor.

Savaş mağduru kadınları her kim ne şekilde istismar ediyorsa, yaptığı utanç vericidir ve büyük bir günahtır.

Suriyeli gelinlerin ve çok eşliliğin günden güne artığı Batman’da keşke evlilikler doğal seyrinde gelişseydi de bu gün biz bunları yazmamış olsaydık.

Ve şayet evlilikler erkek ve kadının ortak rızasına, sevgiye, her türlü güvence ve eşitliğe dayalı ise bunu gayet doğal karşılardık.

Ancak hepimiz bunu biliyoruz ki yapılan evlilikler bu temelde yapılmıyor.

Genelde kadının mağduriyetinden istifade edilerek erkekler avantajlı olan kesim oluyor.

Şayet böyle değilse evliliklerde cinsiyet bakımından niye tersi bir durum söz konusu değildir.

Neyse bu tür tatsız konuları yazmak bile can sıkıcıdır.

Ancak biz bunları yazmasak kimse oralı olmuyor.

Din âlimleri çıkıp “Ey Müslümanlar zor durumda kalan her kim olursa olsun fırsatçılık yapmayın” demiyor.

Kadın haklarını savunan sivil toplum örgütleri olup bitenleri seyrediyor.

Peki, hani nerede kaldı inanç kardeşliği, nerede kaldı kadın hakları?

Gelin bu suça ortak olmadığımızı haykıralım.

Unutmayın ki mülteci kadınlara karşı acımasız yaklaşıma seyirci olmak, günaha ve suça ortak olmaktır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?