Şehrimizin önemli sosyal yaralarından birsi tefeciliktir.
Kısacası hiçbir yasal dayanağı olmayan faizle para işidir.
Faizin her türlüsü ise dinimize göre günahların en büyüğüdür.
Muhafazakâr bir şehirde yaşmamıza rağmen üzülerek belirtmek istiyorum ki tefecilik günden güne sektörleşip yayılıyor.
Bu işi yapanlar genelde etrafında dört beş adam toplamış veya bir feodal güce dayanan kişilerden oluşuyor.
Bu çarkın dönemsinde çünkü zaman zaman zorluklarda yaşanıyor.
Tahsilâtta zorluk çıkanlara karşı çünkü zaman zaman zor da kullandıkları oluyor.
Şehrimizde bu kirli sektöre hemen hemen her kesimden insan bulaşıyor.
Memurundan, en küçük esnaf ve işadamına kadar hemen, hemen her kesimden insan tefecilerle iş çeviriyor.
Kar oranı yüksek olan bu sektördekileri ne sorarsanız bankalar nasıl bir işlem yapıyorsa onlarda aynı işi yaptığını söylüyorlar.
Oysa madalyonun gerçek yüzü hiçte öyle değildir.
Tefecilik toplumda çürümüşlüğe yol açan büyük bir bataklıktır.
Bu bataklığa her gün birisi düşüyor ne yazık ki.
Düşenin genelde hayatı kararıyor.
Bir süre sonra çıkmaza girdiklerini anladıklarından sonra da iş işten geçiyor.
Sırf bu bataklığa düştü diye intihar edenler…
Terki-diyar olup kayıplara karışanlar…
Psikolojileri bozulanlar…
Ne kadar mal varlığı varsa kaybedenler…
Ailesi dağılanlar…
İşlerini çevresini kaybedenler…
Onlarca örnek var etrafımızda.
Geçenlerde Diyarbakır Caddesinde tefecilerin eline düştüğünden işinden olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan bir kamu çalışanı tanıdıkla karşılaşınca ayak üstü durumunu sordum.
Bir sene öncesine son derece sosyal, morali yüksek durumu iyi olan bu kamu çalışanı adeta yıkılmıştı.
Meğerse o da tefecilerin ağına düşmüş.
Daha doğrusu kefil olduğu bir yakını kaçınca tefeciler bu kez yakasına yapışmış.
Anlattığına göre 20 bin TL’lik para katlana katlana 100 bin liraya çıkmış.
Borçlulardan kısa süreliğine kaçınca da neredeyse işinden olacakmış Allahtan karşısına iyi bir idareci çıkmış ve adamı birkaç günlüğüne idare etmiş.
Bunun gibi yüzlerce tefeci belası batağına düşenler var.
Tabi bu ilettin yarattığı tahribat kişi ile sınırlı kalmıyor toplumsal maneviyatsıza, değerlere, sosyal yapımıza da son derece zarar veriyor.
Hiçbir emek vermeden kazanılan para ahlaki değerleri de yerle bir ediyor.
Genelde yüksek faizle para alan insanlar zorda kalmış insanlardır.
Zor durumdaki bir insanın zafiyetinden yararlanıp kandırmak zorda bırakmak hangi ahlaka, vicdana inanca sığmaktadır.
Batman’da faiz ve tefeciliğin günden güne gelişmesi ve tefecilerin itibarlı, zengin insanlar gibi toplumda değer görmesi doğrusu beni çok üzüyor.
Hem ben halkı sömüren vicdansız tefecileri sevmiyorum.
Herkese çağrımda bu vicdansızlarla hiçbir şekilde ilişkilenmemeleri ve itibar göstermemeleridir.
Devletin kolluk kuvvetlerine de düşen bu çeteleşen illegal sektörle hukuk çerçevesinde etkin bir şekilde mücadele etmektir.
