TEK DEĞİŞMEYEN: ÇOCUKLAR ÖLÜYOR

08-12-2016

Tarihler Ocak 2009’u gösterirken Erdoğan tek cümlesiyle bir anda ulusal ve uluslararası bütün manşetleri yazmıştı “One Minute

O zaman Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan Davos zirvesindeki "Gazze: Orta Doğu’da Barış Modeli"  panelinde sinirlenerek İsrail Cumhurbaşkanı Peres’e en sert üslubuyla seslenmiş ve toplantı bitmeden toplantıyı terk etmişti.

Ne olmuştu? İsrail Cumhurbaşkanı Peres Gazze saldırılarını sesini yükselterek ve parmağını Erdoğan’a uzatarak ateşli biçimde savununca, Erdoğan da Peres’e cevap vermeye kalkmış ama sözleri kesilmişti. Ondan sonra Erdoğan “One Minute” demişti.

“Sayın Peres benden yaşlısın. Sesin çok yüksek çıkıyor. Biliyorum ki sesinin bu kadar çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir. Benim sesim bu kadar çok yüksek çıkmayacak. Bunu da böyle bilesin. Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum.”

Sözlerini peş peşe sıralamış “Bundan böyle Davos bitmiştir. Daha Davos'a gelmem. Bunu da böyle bilesiniz.” Diyerek salonu terk etmişti.

Aradan yaklaşık 8 yıl geçti. Ne değişti?

Neler değişmedi ki...

Halep’te 15 Kasımdan geçtiğimiz haftaya kadar ölen sivillerin sayısı 700’ü aştı. Ve bunların kaçı çocuk bilmiyorum.

Ama acı olan şu ki BM Güvenlik Konseyi'nde Halep'e insani yardım ulaştırılması için çatışmalara 7 gün ara verilmesini isteyen BM kararını Rusya ve Çin veto etti. 15 üyeli Konsey'de bir tasarının kabul edilmesi için 9 kabul oyu alması ve daimi üyeler ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa'dan hiçbirinin tasarıyı veto etmemesi gerekiyor.

Hani Erdoğan’ın BM’nin beş daimi üyesi için söylediği şu meşhur sözünü hatırlayın “Dünya beşten büyüktür”

Doğrudur dünya beşten büyüktür ama bütün beşlerden büyüktür. Rusya ve Çinin başını çektiği Şanghay Beşlisinden de büyüktür.

Hani Halep’teki ateşkesi veto edip çoluk çocuk demeden sivillerin üstüne bomba yağdırıp katlederken BM’nin ateşkes kararını veto eden Rusya ve Çinin başını çektiği Şanghay beşlisinden de büyüktür.

Hani Erdoğan’ın “Mesela, 'Şanghay Beşlisi içerisinde Türkiye niye olmasın?' diyorum. Temenni ederim ki orada olumlu bir gelişme olması halinde, yani Türkiye'nin Şanghay Beşlisi içerisinde yer alması, bu konuda çok daha rahat hareket etmesini sağlayacaktır diye düşünüyorum" dediği Şanghay beşlisinden bahsediyorum.

Daha bir buçuk ay önce, Ortadoğu’da terörle ortak mücadele konusunda Rusya’nın önemine vurgu yaparak, “Saygıdeğer kıymetli dostum Putin’in bu konuda desteğine ihtiyacım var” diyen kimdi dersiniz.

İşte o kimsenin 8 yıl önce Davos’ta söylediklerinin nasıl en uzağına düştüğüne dair kanıtı yine kendi sözleri “Şu zulme alkış tutanları da ayrıca kınıyorum. Çünkü bu çocukları öldürenleri, bu insanları öldürenleri kalkıp da alkışlamak, öyle zannediyorum ki ayrı bir insanlık suçudur”

Biri “Sesin çok yüksek çıkıyor. Biliyorum ki sesinin bu kadar çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir.” Demeyecek mi?

Kimse hatırlatmayacak mı “Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum” dediğini.

Saygıdeğer kıymetli dostunun şu yaptıklarına bak...

Ne değişti?

Neler değişmedi ki.

Tek değişmeyen var: Çocuklar ölüyor...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?