TOPLU YEMEKLERDEKİ İSRAF...

12-12-2017

Nüfusu 400 bini aşmış şehrimizde sosyal sınıf açısından hatlar çok belirgindir.

Zenginin çok zengin olduğu, fakirin ise çok fakir olduğu bir şehirde yaşıyoruz.

Bir tarafta tüketim ve israf çılgınlığı, bir tarafta da yokluk ve yoksulluk.

Hayatın her alanında bu şehirde dolaşanların karşılaştığı durumdur bu.

Bu yüzden de en son model evler, arabalar, tüketim eşyalarını Batman’da görebiliyorsun.

Diğer bir yandan nüfusun üçte ikisinin yeşil kart sahibi olduğu gerçeği var.

Bu yeşil kart meselesi yoksulluk ve işsizlikle bağlantısı çok gerçekçi gelmiyor ancak böylesi dramatik bir gerçeğimiz de var.

Tabi birde Afganistan’dan ve Suriye’deki iç savaştan kaçan yaklaşık 40 bin de zor durumdaki mağdur sığınmacı var.

Yerli ve yabancı mağduriyetler birleşince de neredeyse adım başı insanın içini sızlatan manzaralarla karşılaşıyorsunuz.

Sebze halinde ve pazarlarda çürüdüğü için çöpe atılan sebze ve meyvelerden beslenenler var.

Ama buna rağmen insanlar arasında yardımlaşma ve sosyal dayanışma gittikçe daha da azalmaktadır.

Gösteriş için her türlü harcama ve israfı yapanlar, iş mağdurlara yardıma gelince cimri davranıyorlar.

İnsanların yokluk, yoksulluk ve açlık içerisinde yaşamalarını umursamıyorlar.

Ne yazık ki bu özelikteki insanların sayıları toplumumuzda fazlacadır.

Hala insanlığını koruyanlarda farkında olmadan gün geçtikçe onlara benziyorlar.

Özelikle düğün ve taziye yemeklerinde gösteriş için adeta herkes birbiri ile yarışıyor.

Onca uğraşı ve telaş içerisinde çeşit, çeşit ve bolca yemeklerle masalar donatılıyor.

Taziye yemeklerinde uzaktan gelenler ve taziyede ev sahipliği hizmet edenler için yemek belki gerekli olabilir.

Ancak her taziyeye gelene her gün iki öğün yemek vermek gereksiz ve israftır.

Birçok kişi açlık his etmemesine rağmen taziye sahibinin ısrarı üzerine usulen yemeğe oturup önüne konulan yemeğin yarısını bile tüketmemektedir.

Gerisi çöpe gidiyor.

Düğünlerde ise eğlenceden çok yemek merasimi ve gösterişi zaman alıyor.

Şehrimizde yapılan her düğünde dağıtılan yemeklerin yarısı yenilmemekte ve çöpe gitmektedir.

Hadi paralarına insanlar kıymıyor olabilir peki ya dünyada yetersiz beslenme ve açlıktan ölen insanları hiç düşünmüyor mu bunlar?

Dinimize göre israfın haram olmadığını bilmiyorlar mı?

Eğer bu gerçeklerin farkında değillerse demek ki başka bir dünyada yaşıyorlar.

İşin tuhaf yanı israfı mertlikle bağdaştırıyorlar.

Yani onca yemeğin çöpe atılmasını mertlik olarak değerlendiriyorlar.

Böyle mertlik, cömertlik olmaz olsun.

İlla mertlik yapmak istiyorlarsa düğün ve taziyelerde gösteriş yerine fakir fukara yardımda bulunsunlar.

Yanlış anlamayın taziye ve düğünlerde yemek tümü ile yasaklansın demiyorum.

Yeter ki gösterişten uzak ihtiyaca göre ve israf edilmeden ikramlarda bulunulsun.

Ha birde bu yemeklerin hangi şart, koşul ve malzemelerle yapıldığı da ayrı bir konu.

Neredeyse her önüne gelen kendini gıda mühendisi olarak görüp yemek fabrikası açıyor.

Bu yemeklerde kullanılan yağ, et ve diğer gıdalar sağlıklımı, bu işyerleri yemek pişirmek için hijyen mi?

İşin o yanı da ayrı bir tartışma konusudur.

Sonuç olarak toplu yemek dağıtım, üretim işine toplumumuzun bir kriter ve sınır koymasında yarar vardır. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?