UÇURTMA TEPESİ

03-06-2020

Korona yüzünden evler hapsolduğumuz günlerde bazı değerlerimizin farkına vardık.
Evde kaldıkça, unutulan birçok şeyi hatırladık.
Unutulanlar yeniden hayatımıza yerleşti.
Bunlardan biri de uçurtmaydı.
Bu ara gökyüzüne baktınız mı?
Semalarımız rengarenk.
Gökkuşağı oluşmuş adeta her tarafta.
Gökyüzünde süzülen onlarca uçurtma ve onlara eşlik kırlangıçlar,
Dans ediyorlar özgürce.
Hiçbir zaman şehrimin semalarında bu kadar uçurma görmemiştim.
Hayatımda hiç uçurtmam olmadı.
Bu yaşa kadar hep içimde kaldı bu hasret.
İpinden tutup yükseğe, en yükseğe uçuramadım.
Rüzgar almadı uçurtmamı benden.
Sıkılınca ipini bırakıp sonsuzluğa uğurlamadım.
Hayallere dalıp onunla gökyüzünde dolaşmadım.
Tellere takılmadı uçurtmam.
“Bu benim uçurtmam” diyemedim.
Bu hasret içimde bir soğuk taş gibi duruyor.
Biliyorum uçurtmanın yaşı yok ama o çocukluktaki heyecan da yok.
Bu yüzden o hasret ve o heyecanı, belki bir gün gelir diye bekletiyorum.
Uçurtma, masmavi gökyüzü, özgürlüktür benim için. 
Uçurtma özgürlük getirmese de bize, uçurtma uçurmak özgürlüğünün tadını çıkarmaktır.
Doya doya gökyüzüne bakmayı öğretir uçurtma insana.
Çocukluğumuzda nasip olmamıştı.
Kendi yaptığımız uçurtmaları uçuramamıştık bir türlü.
O özlemimizi bu günlerde gökyüzünde rengarenk uçan uçurtmalara bakarak gidermeye çalışıyorum.
Her gün uçurtmalar daha da artıyor.
Unutulmaya yüz tutan bir alışkanlığımız geri geldi.
Bir tepeye uçurtma ismi verilsin.
Şehrimiz de tepelerin en yükseği olsun.
Uçurtmalar gökyüzünü kaplasın.
Çocuk sesleri, sevinçleri birbirine karışsın…
Yoksul, zengin fark etmez, her çocuk ücretsiz uçurtma uçursun.
Bizim içimizde büyük bir hasret kaldı, onların içinde kalmasın.
Mutlu özgür yarınlara her gün rengarenk, uçurtmalar uçursunlar.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?