ÜŞÜYEN MİNNACIK ELLER!

23-03-2016

Akşam karanlığı herkesin evine sıcak yuvasına çekildiği bir saatti.

Açlıktan yokluktan sefaletten dolayı avuç açan 10–12 yaşlarında bir kız çocuğu dikkatimizi çekiyor.

Yüzünde korku, çaresizlik olabildiğince de bir mahcubiyet vardı.

Çok zor durumdaydı belli.

Bir sadaka için açtığı elleri titriyordu soğuktan.

Yarı ağlamaklı bir sesle dudaklarında zar zor iki üç kelime dökülüyordu.

“Em ji nisêbinê goçber bune   Ji bo Xewdê  heqê naneki bidin”

(Nusaybin’den göç etmek zorunda kalmışız Allah rızası için bir ekmek parası)

Önce Suriye’den savaştan kaçan çocukların dramına tanıklık ettik. 

Sonrasında Silvan,

Sırası ile de,

Sur,

Cizre,

Silopi,

İdil,

Ve şimdi de yüzlerce Nusaybinli ve Şırnaklı çocuk zorunlu bir göçle Batman’da perişan durumda.

Gece gündüz demeden çok yabancısı oldukları sokaklarında çaresizlikten, yokluktan dileniyorlar.

Çocuklar evsiz,

Çocuklar aç,

Çocuklar sevinmeye muhtaç,

Çocuklar tedirgin ve korkmuş,

Her şeyden önce çocuklar umutsuz,

Bir de okulsuz, yemeksiz, elbisesiz ve oyuncaksız.

Yaralı, ağır yaralı her biri…

Yüreklerine savaşta patlayan silahların, bombaların şarapnelleri saplanmış.

Soğuk ellerini tutacak bir sıcak ele hasrettirler.

Bu ruh hali ile ve üşüyen elerli ile her gün avuç açıyor çoğu Batman sokaklarında.

Peki, bizde kaç kişi bunu görebiliyor?

Kaç kişi onların acısını çaresizliğini anlayabiliyor acaba?

Eminim ki çok az kişi o sefaleti görüp, anlayabilen.

Vicdanlar da körelmiş bu kadar büyük acı karşısında adeta.

Savaşların olduğu bir dünyada çocuk olmak zordur.

Erken büyütür çocukları savaşlar.

Bir de savaşların en kanayan, en acıyan, en darmadağın olan parçasıdır çocuklar.

Görebilseydik çoğunluk olarak o minik eller üşümezdi.

Utançtan, soğuktan, korkudan titremezdi.

Oysa utanması gereken çocuklar değil büyüklerdir.

Çünkü çocuklara acımasızca savaşları armağan eden büyüklerdir.

O uğursuz savaşlar yüzünden kalem, oyuncak tutması gereken eller şimdi bir sadaka için açılıyor.

Çocukların elleri yoksulluktan, yokluktan, acıdan titreyen bir dünyada kimse insanlıktan, merhametten, sevgiden vicdandan söz etmesin.

Zaten yok oldu, kalmamış da…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?