YALNIZ ŞİZOFRENLER

25-10-2017

Kendini okumanın ne hikmeti olabilir ki?

İnsanın kendi kendine ördüğü kafeslerde kendiyle monologlarına diyalog denebilir mi?

Belki de bu haldir insanı şizofren yapan.

İnsan devamlı kendi gibi düşünen, kendi gibi yaşayan kendi gibi bakanla birlikte olduğunda nasıl korkunç bir yalnızlık içerisinde kaldığını fark edemez. Bunu ona fark ettirmeye çalışanı da yok etmeye çalışır çünkü yalnızlığa tahammülü yoktur insanın.

Çünkü sanır ki yalnızlık itilmişliktir, sanır ki yalnızlık kimsesizliktir.

Sanır ki yalnızlık yokluktur.

Kendini kaybetmektir sanır.

Yukarıdaki gibi ya da benzeri yalnızlıkları değil ama kendimi duymaya, kendimi anlamaya, kendimle kalmaya ayırdığım zamanlar belki de en kalabalık olduğum zamanlardır.

Tek tek biriktirdiğim her bir yanım ortaya çıkar ve bazen birbiriyle hararetli bir tartışmaya tutuşur. Bazen birbiriyle şakalaşıp neşelenmeye birbirine sarılmaya çalışır en zoru da birbiriyle boğuşmaya, birbirinin soluğunu kesmeye çalıştığı hesaplaşma zamanlarıdır.

Hayır, sanılmasın ki bu şizofren olmaktır aksine insanın kendinden onlarcasıyla çay içmesi bir masayı bir evi paylaşması, kendinden yüzlercesini kitaplığında taşıması, kendinden binlercesiyle sokakta yaşadığını sanması, kendinden milyonlarcasıyla aynı sloganı atmasıdır şizofren olmak.

Söze bile gerek kalmaz, kelimelere ihtiyaç olmaz, cümleler bile tamamlanmak zorunda değil, çünkü kulak verdiğiniz ve eller tetikte alkışlamaya hazır olduğunuz yine sizden başkası değil.

Her tarafı aynalarla çevrili hücrelerimizde mutlu olduğumuzu sanırız ya işte biri gelip de sizinkinden farklı bir cümle kurduğunda, sizden farklı bir yere baktığında ve farklı baktığında bunu bir tehdit bir hakaret bir saldırı sanıyoruz ya işte o zaman kopuyor kıyamet.

Siz kendi aynalarınızla henüz olmamış varlıklarınızı ispata çalışırken o da kendi yansımalarıyla yaptığınız farklı bir şey yapmıyor aslında. Ve sizden farklı sandığınızın sizinle aynı şeyi yaptığını görseniz dahi o gürültü patırtı içerisinde aynı olduğunuzu anlamıyorsunuz.

Yok, birbirimizden farkımız.

Aslında var sandıklarımızın hiç biri de yok. Durup düşünseniz kendinizden başlayıp var sandığınız her bir kişinin bir ayna yansımasından fazlası olmadığını anlarsınız, anlarsınız da hastalıklarınızın farkına varırsınız belki farkına varırsınız desem de bakmayın siz fark dediğime fark yok ki farkına varasınız.

Kendinize bir iyilik yapın. Bir gün en olmadık en düşman bellediğinizle oturup ona kulak verin. Öyle saldırmaya gerekçe aramak için değil ama gerçekten kulak verin. En çok yasakladığınızı okumayı deneyin. En karşı olduğunuzla aynı tarafa bakıp gördüğünü görmeye çalışın. En çok kulak tıkadığınızı dinlemeyi deneyin.

Ve en çok nefret ettiğinizi sevmeyi deneyin.

Bir gün hatta bugün kendinize bir iyilik yapın bütün aynalarınızı kırıp yansımalarınızdan ibaret kafeslerinizin dışına çıkın.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?