YANLIŞLAR EMSAL OLMAMALI

16-02-2016

Toplum olarak her zaman bir yanlışı emsal olarak gösteririz.

Yanlışımızı yanlışlarla kıyaslıyoruz yani.

Yerlere çöp atmak,

Kaldırımları işgal etmek,

Görsel kirlilik oluşturmak,

Yaya geçitlerine izin vermemek,

Aşırı israf,

Trafikte korna çalmak,

Yeşil alanlara zarar vermek,

Yerlere tükürmek,

Yüksek sesle konuşmak,

Ve daha birçok yanlışta toplumun geneli ısrarcıdır. 

Bu saydıklarımız yalnızca toplumsal birkaç kusurumuz.

Bu yanlışlar toplumumuzda bir kültür haline gelmiş.

Anlayacağınız yanlışın sürekli yanlışı doğurduğu bir toplumda yaşıyoruz.

Yanlış yanlışı doğurunca da kat be kat artarak katlanıyor yanlışlar.

Böylece yanlışlar yaşamı adeta çekilmez kılıyor.

En basiti bu gün Batman’da temizlik sorunu çözülemiyorsa bunun temel nedeni herkesin el birliği ile çevreyi kirletmesinden kaynaklıdır.

Cadde ve sokaklara çöp bidonu muamelesi yapılıyor.

Hal böyle olunca da istersen cadde ve sokakları deterjanla yıka bir saat sonra yine her taraf çöp ve kir içinde kalıyor. 

Kirleten, israf eden, kamusal alanlarda gürültü yapanların haddi hesabı yok. 

Biri yanlış davranıştan dolayı birini uyardığında ise o kişi genelde “sanki ben tek mi yapıyorum?” diyerek hemen emsallerini sıralamaya başlar.

Yetmiyor, yanlış davranışını daha büyükleri ile kıyaslıyor.

Yani bir şekilde kendimizi yanlış yapanlarla kıyaslamayı, emsal olarak görmeyi seviyoruz.    

Bu gün toplumsal yanlışlıklarımızın birçoğundaki temel sorun, yanlışın emsal olarak görülmesidir.

Genelde kimse kendine doğru olan şeyleri emsal almıyor.

Herhalde yanlışlar işlerine daha çok geliyor.

Yoksa bu kadar ısrarcı olunmazdı.

Bireysel yanlışlar bir zincirin halkası gibi toplumu sarmalamış durumdadır.

Oysa kötüyü emsal kabul etmemek gerekir.

Şunu kabul etmeliyiz kötüden emsal olmaz, olmamalıdır da…

Bu toplumsal hastalığa dönüşen zaaftan biran önce kurtulmak gerekir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?