YAZILACAK KONU BULMAK

16-05-2016

Okuyucu profilimiz de gazetemiz gibi çok farklı ve renklidir.

Gazetemizin okurları sık sık bize ulaşıp duygu ve düşüncelerini paylaşıyor.

Hatta yazdıklarımızla ilgili zaman zaman bize katılmadıkları konularda sert eleştiriler de yapıyorlar.

Bu sayede varsa eksikliklerimiz onların sayesinde öğrenip gideriyoruz.

Geçenlerde bir okuyucumuz ilginç bir soru yöneltti bize.

Merak ediyordu ve dedi ki “siz her gün her gün köşe yazısı yazmak için konu bulmakta güçlük çekmiyor musunuz?”

Okuyucumuza “belki senin gibi merak eden başkaları da vardır onun için bu sorunun cevabını bir köşe yazısı ile vereceğiz” demiştik. 

Bu okuyucumuzu daha fazla merakta bırakmamak için bu gün köşemizi bu okuyucumuzun sorusuna ayıralım dedik.

Okuyucumuzun “yazı yazmak için her gün konu bulmak zor olmuyor mu?” sorusuna cevabımızdır:

Doğrusunu söylemek gerekirse bir konuyu yazmadan önce ve yazarken zorlandığımız oluyor.

Ancak okuyucumuzun düşündüğü zorlamanın tam tersi bir zorlama bizim için söz konusu.

Değerli okurumuz her gün farklı bir konuyu bulmanın zorluklarından söz ediyor, oysa biz ise bu kadar çok konu içerisinden hangi konuyu yazalım diye tercihte zorlanıyoruz.

Hatta bir konuyu işlerken, beklettiğimiz konular hep aklımızı çeliyor.

Bir tarafta yazı yazarken diğer bir taraftan da “acaba diğer konular daha mı aciliyet ve önem arz eden konulardı da beklettik?” diye kendi kendimize soruyoruz. 

Kısacası bu kentte o kadar çok sorun var ki hangi birini önce yazalım diye zaman zaman zorlandığımız oluyor.

Bir de gazete olarak sorunları önemine ve önceliğine göre sıralamıyoruz, bize göre sorunlar arasında hiyerarşik bir düzen kurmak doğru değildir.

Her bir sorun kendi çapında önem arz etmektedir.

Ancak ne yazık ki bu kenti yönetenlerin, genelde sorunlara yaklaşımı böyle değildir.

Sorunları hiyerarşik bir düzlem içerisinde değerlendirmektedirler. 

Yani mevcut sorunların en önüne çözmeye güçlerinin yetmediği bir sorunu koyarlar ve bu sorun çözülmeden diğer sorunları çözmenin güç olduğunu söylerler.

Mazeretler hep “ne yapalım daha önemli sorunlar var, onlarla müşkülüz

Oysa onlar da adları kadar emindirler ki o hep başarısızlıklarına mazeret olarak gösterdikleri sorun, onların çözebilecekleri bir sorun değildir. 

O çözümü mümkün olmayan sorun, bir türlü çözüm bulunamadığı için sıra diğer sorunlara gelmiyor tabi.

Oysa bu yaklaşım doğru bir yaklaşım değildir.

Evet, bizim de çok önemli gördüğümüz o sorun diğer sorunlarla birbiri ile bağlantılıdır.  

Biz gazete olarak hem sistemi tıkayan sorunu yeri geldiğinde gündeme getiriyoruz hem diğer sorunları unutmuyor unutturmuyoruz.

Bu yüzden yazmak için konu bulmakta zorlanmıyoruz.

Bu kenti yönetenler de bizim gibi düşünürlerse iyi olur.

Son olarak bir kez daha tekrarlamak gerekirse sorunlar arasında “ hiyerarşi kurmak” doğru değildir. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?