YAZMAKTAN YORULDUM

19-08-2019

Bu itirafta bulunurken inanın, ödevini yapma karşısında mızmızlık yapan çocuk gibi naz yapmak değildir amacım.
Gazetemiz Sahibi Ercan Atay’ın haftada en az iki kez sigarayı bıraktığını söyleyip tekrar başlamasından dolayı da değildir. 
Hele hele Hatice Türkan’ın gazetede yediğimiz öğlen yemeklerinde ekmeğe bile ambargo uygulamasından hiç de değildir. 
Gazete ofisinde tadilat yapılıp, muhabirden gazetenin dağıtımcısına kadar oturacakları masa düşünülürken sözde başyazar (!) olan benim için oturulacak bir taburenin bile düşünülmemesi de umurumda değil.
Sıcakların 40 dereceyi aştığı bir dönemde soğuk algınlığı ile yorgan döşek yatmak bile yazı yazmak içim yorgun oluşumun sebebi değildir.
Daha iyi koşullarda yazı yazacağım, geniş okuyucu kitlesi olan bir yerden de teklif almadım.
30 Yıldan bu yana onurlu bir şekilde yaptığım uğraşı, yaşamım boyunca da bırakmayı düşünmüyorum.
Ama bütün bunlara rağmen kalben, zihnen, moralmen kendimi yorgun hissediyorum şu tüm yaşadığımız olumsuzluklardan dolayı.
Bir de en çok da geleceğe dair büyük umutsuzluktur beni yoran.
Bu yorgunluk ve bezginlik içerisinde insanın içinden hiçbir şey yapmak gelmiyor.
Hele hele bu süreçte insanlara umut vermek için yazı yazmak hiç gelmiyor içimden. 
Zihinsel olarak bunca yazılabilecek konu içerisinde ne yazacağımı bilemiyorum.
En çok da “Yazıyorum, yazıyorum da ne değişiyor” diye umutsuzluğa kapılıyorum.
Bu umutsuzluk da beni tüketecek bir yorgunluğa düşürüyor.
Yılların yorgunluğu, gelecek umutsuz günlerin yorgunluğuna eklenince yük ağırlaşıyor.
Omuzlarım çökmüş gibi hissediyorum kendimi. 
Bana ağı gelen bu yükün altında daha ne kadar dayanabilirim doğrusu bilemiyorum.
Kendimi pes etmiş gibi hissediyorum.
Pes etmiş ve her şeyden de vazgeçmiş.
Ne zor bir durum bu değil mi? 
Öyle bir ruh hali içerisindeyim, bazen ben bile yazdıklarıma şaşırıyorum.
Şaşkın, yorgun bir vaziyette yazı yazmaktan daha zor bir durum yok herhalde.
Ödevlerini yapmakta zorlanan çocukları şimdi daha iyi anlıyorum.
İnsan bir işi yapmak istemediğinde, o işi istemeye istemeye yapmaya çalışmak ne kadar zormuş meğer.
Bu zorluğu, bu hasta ve umutsuz halimle bu gün de aştım, yarına Allah Kerim. 
  

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?