YETTİ BU KADAR ACI...

14-03-2016

Herkesin bunca sevdiklerini, canlarını yitirdiği yetmedi mi?

Ne kadar çok kurban verdik alçak bombalara?

Kalleş bir saldırı sonucunda; 11 Mayıs 2013 Reyhanlı Katliamı’nda 54 kişi öldü. 

Sonra benzer saldırılar devam etti.

5 Haziran 2015 Diyarbakır Katliamı’nda 6 Kişi öldü, 400’den fazla kişi yaralandı.

20 Temmuz 2015 Suruç Katliamı’nda 33  öldü 10’larca kişi yaralandı.

10 Ekim 2015 Ankara Katliamı’nda 103 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı.

12 Ocak 2016 Sultanahmet Katliamı’nda 10 kişi yaşamını yitirdi, 15 kişi yaralandı. 

13 Mart 2016 Ankara Katliamı’nda 37 kişi yaşamını yitirdi, 125 kişi yaralandı. 

Sur, Cizre; İdil, Silvan da ölen öldürülenler ve şimdi de Nusaybin ve Yüksekova da ölecekler de bir yana.

***

Ne kadar çok öldürülüyoruz.

Daha ne kadar çok öldürüleceğiz?

Şiddetin hiçbir haklı gerekçesi olmaz.

Ayrıca şiddete başvuranın vicdanı, mantığı yoktur.

İnsanın yaşamından, huzurundan, canından kıymetli bir şey yoktur.

Kınamakla acıları paylaşmakla, misli ile intikam almakla yitirilenler geri gelmiyor. 

Ölüm ve acı yetti artık.

Kör bir dövüşte Bomba parçaları ile en ağır silahlarla,

Her gün yitiklerimize, kayıplarımıza yeni kayıplar, ölüler ekleniyor.

Her acımasız saldırı, şiddet canımızdan bir can alıyor.

Canlarımızla birlikte yaşama umudumuzu, hayallerimizi, sevinçlerimizi de öldürüyor.

"Terörle yaşamaya alışın"  diye fetva veriyor birileri.

En kolaycı yöntemdir bu.

Mecbur değiliz bu kadar şiddeti ve acıyı.

Bütün bu yaşanan acılara, kayıplara rağmen kimse istifa etmeyecek,

Biliyoruz bu yaşananlardan dolayı kimse hesapta vermeyecek tabii.  

1 Kasım seçimleri sonrasında halk istikrara oy verdi demiştiler.

İstikrar ne zaman gelecek Peki?

İstikrar için silahların susması gerekir.

Huzur ve barışın sağlanması gerekir.

Oysa istikrarsızlık umutsuzluk gittikçe artıyor.

Kaos ortamına doğru hızla sürükleniyoruz.

Ortak aklın siyasetin acilen devreye girmesi gerekir.

Yok, “Şöyle olmasaydı böyle olmazdı”,

Ya da “Kim iktidarsa o çözsün”

Sözlerini bir kenara bırakmak lazım.

Öncelikle mecliste gurubu olan bütün siyasiler bundan sorumludur.

Sadece onlar değil herkes, hepimiz bu yitip giden canlardan sorumluyuz.

Bunun için bir an önce bu gidişata dur demeliyiz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?