Seçim bitti.
Herkes alacağını aldı.
Seçmen, aptal olmadığını bir kez daha gösterdi.
Siyasi süreçleri çok iyi izleyip analiz yapan, siyasetçileri ve siyasi söylemleri iyi gözlemleyip didik didik inceleyen bir seçmen yapısı var artık karşımızda.
Her söylem, haneye eksi ya da artı olarak yansıyor.
Körü körüne bağlanan seçmen profili çoktaaaan yok oldu.
Bunu sandıklar gösteriyor ama siyasetçiler görmek istemiyor.
Neyse, konumuz Mehmet Şimşek…
1 Ocak 1967 tarihinde Batman’ın Gercüş İlçesinin Arıca Köyü’nde Hasan ve Mehdiye çiftinin 8 çocuğundan en küçüğü olarak doğup büyümüş,
Ortaokul ve liseyi Gercüş'te okumuş,
1988 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümünden dönem ikincisi olarak mezun olan, Yüksek lisans eğitimini Birleşik Krallığa bağlı İngiltere’de Exeter Üniversitesi'nde tamamlayan, Finans ve ekonomi dalında yüksek lisans derecesini almaya hak kazandıktan sonra Türkiye'ye geri dönen ve ABD'nin büyükelçiliğinde kıdemli ekonomist sıfatıyla 4 yıl çalışan Mehmet Şimşek…
Ekonomi tecrübesi ve donanımı her seçimin kritik ismi olan Mehmet Şimşek.
Hani, bugüne kadar hem Bakanlık hem Milletvekilliği görevleri ile AK Parti İktidarının önemli isimlerinden biri olan Mehmet Şimşek.
Batman’da milletvekili olduğu dönemde her platformda ‘bana projeyle gelin şahsi taleplerle değil’ diye bas bas bağıran Mehmet Şimşek.
İşte o Mehmet Şimşek, bu seçimde de kritik isim olmayı başardı.
Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleri bir yana, Mehmet Şimşek’in kabinede yer alıp almayacağı kulisleri bir yana…
Eeeee güçlü isim olunca, gözler arıyor tabi.
İktidarın seçim stratejisi, bir satranç tahtası ise Mehmet Şimşek bu satranç tahtasının veziri gibi.
İktidarın en güçlü silahlarından biri.
Türkiye siyasetinin önemli bir ismi.
Çokça konuşuldu,
Kabinede yer alacak mı?
Bakanlığa geri dönecek mi?
Nihayet kabine dün açıklandı.
Mehmet Şimşek, Ekonomi ve Maliye Bakanlığını, dönemin Bakanı Nureddin Nebati’den teslim aldı.
Neyse, tek kadın bakanın yer aldığı kabine değil şu anda benim meselem.
Şu anda, Mehmet Şimşek’in bakanlık döneminde Batman’a katacakları ya da katamayacakları benim meselem.
Bu arada Müslüm Gürses’in mesele parçasını hafifçe mırıldanabilirsiniz, yazının tam da bu kısmına iyi yakışıyor, deneyin.
Şarkı bittiyse yazıya dönelim,
Benim meselem, Şimşek’in Batman meselesi.
Ekonomi Bakanlığı görevine geri dönerse Batman’a ne katabilir?
Bu şansın iyi değerlendirilmesi halinde çok şey.
Bu şansın iyi değerlendirilmemesi halinde ise hiçbir şey.
Nedir iyi değerlendirmek?
Şansı fırsata dönüştürmek demek.
Bu şans ne peki?
AK Parti’nin Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu tabi ki.
Nasıroğlu üzerinden Şimşek’e yaptırılamayacak hiçbir yatırım ve hizmet yok çünkü.
Ne gibi mesela?
Nasıroğlu’nu kişisel istek ve sorunlarla yıpratmamak gerek evvela.
Batman’ın geneline ve hatta tamamına hitap edecek yatırım ve hizmetleri talep ederek Nasıroğlu aracılığı ile Şimşek’e kesenin ağzını açtırabiliriz mesela.
Batman’a tıp fakültesini,
Alkol ve Uyuşturucuyla Mücadele Merkezi AMATEM’i kazandırabiliriz belki.
Bırakın, yapımı devam eden ilk şehir hastanesini, ikinci ve üçüncü şehir hastanesini bile kente kazandırabiliriz mesela.
Her mahalleye spor salonları ve yüzme havuzları açtırmak, iyi olmaz mı mesela?
OSB’lerin iki ve üçüncüsünü geçtim, beşincisini dahi açtırabiliriz belki.
Kadınlara eğitim ve mesleki beceri kazandıracak ÇATOM ve ADEM’lerin sayısını arttırabilir,
Kentte ciddi bir kentsel dönüşüm hamlesi başlatabilir,
İluh Deresi Islah Projesi’ni hızlandırabilir,
Hasankeyf’i turizm rotasyonuna alabilir,
İlçelere üniversite kurabiliriz,
Batman-Diyarbakır yolunu artık utanç yolu olmaktan kurtarabiliriz, bu şansı iyi değerlendirirsek.
Batman-Muş yolunu açtırıp ticari ağları güçlendirebilir,
Batman-Savur-Mardin yolunu açtırarak ticari ve kültürel alışverişi yoğunlaştırabiliriz mesela.
Nasırolu ile Şimşek arasındaki köprüyü iyi kullanabilirsek, Batman’a bugüne kadar hiç olmadığı kadar önemli bir fırsatı sunabiliriz, fena mı olur?
Ne yapmak gerekiyor peki?
Armut pişip ağzımıza düşmeyecek tabi.
Armudun fidesini toprağa vermek, o ağaca bakmak, sulamak, meyve verecek noktaya getirip armudu toplamak gerek.
Eeee yok artık üç kuruşa beş köfte, o dönem çoktaaaan bitti.
Ne kadar çok emek, o kadar çok yatırım.
Ne kadar ekmek, o kadar köfte yani.
Ne kadar kulis, o kadar yatırım.
Ne kadar güçlü ve ortak bir ses, o kadar daha çok, daha çok, daha çok hizmet…
