Batman’da en bereketli şey;
Sivil Toplum Kuruluşlarının sayısı…
Kısaca STK deniliyor bunlara.
Biz gazeteciler dahi sayılarını bilmiyoruz inanın.
Sen de ki 200,
Ben diyeyim 400…
Bu rakam, sivil toplum kuruşlarının, Batman’da dinamik oldukları ve çok iş yaptıkları anlamına mı geliyor?
Bana sorarsanız Hayır!
Hatta biraz daha ileri gideyim Asla!
Eğitim, iş-ekonomi, spor alanlarında, engelliler, kadınlar, emekliler, avukatlar, işçiler ve hatta basın emekçileri alanında…
Her sektörde en az 3 dernek veya sendika var Batman’da.
Bu yine iyi…
Bazen sektör başına 4-5’e de çıkıyor bu sayı.
Anlayacağın, herkes kendi başına STK.
Haliyle her STK’da bir Başkan.
Batman, bu yüzden Başkanlar Kenti’dir aslında.
Bu kadar STK’nın olduğu Batman’da sorunlar ise diz boyu.
Oysa STK ve kent sorunları, ters orantılı olmalıdır kendi aralarında.
STK var ise sorunlar “en az” düzeyde ya da “hiç” seviyesinde olmalı iken,
Bizde ise durum, epey farklı…
STK’lar, belli başlı birkaç sorun etrafında.
Taktıkları bir şey de yok zaten odaklandıkları konu dışında.
Kent sorunları onlara göre, Allah’a emanet…
***
Gelelim STK’ların yapısına;
İşin bu kısmı, daha vahim.
Hangi STK’nın hangi partiye mensup olduğu, ayan beyan ortada.
A STK, şu partidendir,
B STK, öteki partiden...
Halkın tamamı da bilir bunu.
Ne alaka ya?
Sen STK’sın bir kere.
Sivil Toplum Kuruluşusun.
Sivilsin…
Toplumcusun sen…
Senin partin,
İdeolojin mi olurmuş?
Zaten siyasi partiler, particilik yapıyor.
Sokaktaki çocuğun bile siyaset konuştuğu bu kentte STK’lar sivil kalabilsin en azından.
Eğitimde sorunlarımız diz boyu,
Sağlıkta öyle,
Üniversitede eksikler,
Ulaşımda beklentiler,
İşsizlikte travma,
Uyuşturucuda bataklık, denecek noktadayız.
Ama STK’ların bazısına bakarsan, oraya şu atandı, buraya proje desteği çıkmadı derdinde.
“Kentin 3 önemli sorununu say” desen,
Bin bir gece masalları dökülüyor ortaya.
Durum böyleyken, bir arpa boyu kadar yol alınmadı, alınmayacak da Batman’da.
NOT: Gerçek manada sivil toplumculuk yapabilen ve STK olarak kalabilenler tenzih edilmiştir bu yazıda…
