ROPÖRTAJ

ARAF’A YOLCULUK…

ARAF’A YOLCULUK…

ARAF’A YOLCULUK…
30-09-2014 18:33
Google News

Efendim, bugün eğlenceli mi eğlenceli bir söyleşi hazırladım siz okurlarıma.

Sıkıntıların, stresin, üst üste yığılan problemlerin arasından sizi kaçırıyor,  Araf Sanat Kolektifi’ne doğru kısa bir yolculuğa çıkarıyorum.

Turgut Özal Bulvarı Sanat Sokağı’nın hemen başında (LTB giyim mağazasının bitişiğinde) bulunan binanın 3. katına çıkıyoruz. Araf Sanat Atölyesinin renkli dünyasını, sahnesini ve sanatçıların oyunda kullandığı birbirinden renkli kostümleri, büyük bir titizlikle inceliyor, içlerinden bana en yakışanı (noel anne kıyafetini) bulduğum gibi üstüme geçiriyorum. Böylece 5 yıldır sürdürdüğüm söyleşi çalışmalarımın en ilginç olanına imza atıyorum velhasıl.

(Kendimi kostümlerin arasında bulunca tiyatroculuğa geçici bir heves beslemiş olabilirim. Zira o tür bir yeteneğimin olmadığını açık yüreklilikle itiraf etmeliyim)

Atölye sorumlusu Murat Korkmaz’ı tanıyoruz önce.

Araf ne demektir?

Batman’da tiyatro yapmanın avantajları ve dezavantajları… Anlayacağınız dolu dolu bir sohbet gerçekleştirdik sayın Korkmaz’la.

Araf’ı enstrüman, edebiyat, tiyatro, sinema gibi alanları bulunan koca bir saat merkezi haline getirme isteğinden bahsediyor Korkmaz. Tiyatroya olan bağlılığını ise “insanın kendini arayışıdır” olarak tanımlıyor ve tiyatroya ilgi duyan herkesi Araf’a çağırıyor…

Sorularıma verdiği samimi cevaplardan ötürü kendisine bir kez daha teşekkür ediyor, siz okurlarımıza mutlu ve umutlu haftalar diliyorum…

 

MURAT KORKMAZ KİMDİR?

Sistemin tanımladığı şekilde 42 yaşında, 2 çocuk babası ve memurdur. Öte yandan kimdir sorusunu sorduğunuzda insanoğlunun bir parçası, insanoğluna, insanoğlunun birikintilerine bir şekilde katkı sunmak isteyen bir bireydir diyebilirim.

 

TÜRKAN: SANAT HAYATINA NEREDE VE NE ZAMAN BAŞLADINIZ?

KORKMAZ: Sanat hayatına Tiyatro Manga’da başladım. 1999’da Tiyatro Manga’da 2 senelik bir tiyatro eğitimi aldım.

 

TÜRKAN: İLK OYUNCULUK DENEYİMİNİZİ NEREDE YAŞADINIZ. BU ALANDA BİR EĞİTİMİNİZ VAR MI?

KORKMAZ: Oyunculuk eğitimi Manga’da aldım. 1999 yıllarıydı. İlk doğaçlama çalışmasında sahneye çıkmıştım. 20–30 kişilik bir seyirci vardı. Fırtına adında bir oyundu. Sahnede daha cümle kurmayı beceremiyordum. Sadece bağırdım. İnsanoğlunun doğarken çıkardığı bağırma sesi gibiydi.

 

TÜRKAN: SİZCE TİYATRO NEDİR?

KORKMAZ: Tiyatro, arayıştır. Kaba tanımıyla insanı, insana, insanla anlatan bir mekanizmadır söyleminin daha da ötesinde bir şeydir. Ben tiyatroyu, insanoğlunun arayışı olarak görüyorum. Bunu yaparken insan bedenini enstrüman olarak kullanır.  Nasıl ki bir piyanistin enstrümanı piyanosuysa, bir kemanisin enstrümanı kemanıysa, tiyatrocunun enstrümanı da insan bedenidir, duygularıdır, ruhudur. Bunun arayışıdır.

TÜRKAN: TİYATRONUN BİREYE VE TOPLUMA OLAN FAYDASI SİZCE NEDİR?

KORKMAZ: Burada bireyden topluma giden bir süreç yaşanıyor. Kelin ilacı olsa başına sürer diyorlar. Kelin ilacı olsa bütün kellerin işine yarar. Tiyatro da bunun gibidir. Tiyatro, arayıştır dedik. İnsanoğlunun kendisini aramasıdır. İnsan, kendini bulunca bütün toplumu bulur. İnsanın bulduğu şey, bütün toplumun işine yarayacaktır. Toplumsal tiyatro yapan, politik tiyatro yapan diye tanımlamalar yapmak tiyatronun ruhuna uzak şeylerdir. Çünkü tiyatronun kendisi bir arayıştır. Bence tiyatroyu bu kadar kategorileştirmeden özüne inmek gerekiyor. Tiyatronun ilk Antik Yunan’da çıktığı söylenir. O dönemde oyuncular, kölelermiş ve vaftiz edilmezlermiş, en alt sınıftaki insanlarmış. Şimdi çıkıp birileri sermaye adına tiyatro, burjuva adına tiyatro yapıyor. Bu da onların tiyatroyu ele geçirme derdinden kaynaklanıyor. Özü itibariyle tiyatro, vaftiz edilmeyenlerden ve kölelerden başladı.

 

TÜRKAN: ARAF SANAT TİYATROSU’NDA ATÖLYE ÇALIŞMALARI YAPIYORSUNUZ. PEKİ, ARAF NE DEMEK?

KORKMAZ: Araf, cennetle cehennem arasındaki bir yerdir. Günahsızların ve delilerin gittiği bir yerdir. Bu noktada biz de deliliği seçtik. Bu dünyanın delisi olmayı seçerek şu anda Araf’ta olmayı tercih ettik. Hıristiyanlıkta ise Araf, arınma yeri anlamına gelir.

 

TÜRKAN: BATMAN’DA TİYATRO YAPMANIN SIKINTILARI VE AVANTAJLARI NELER?

KORKMAZ:  Tiyatronun sıkıntılarından bahsetmeyeceğim. Çünkü tiyatro, bunun dilidir. Şikâyetlerden bahsetmeden, olan imkânlarla sanat icra etmektir. O sıkıntı alanları, bizim mücadele alanlarımızdır. Diyalektik olarak tiyatronun avantajları da dezavantajları da aslında birbirini besleyen şeyler. Batman’a indirgeyecek olursak, tiyatro modern anlamda şehir kültürüne yakın bir mekanizma. Ve Batman, yeni bir şehir. Bu anlamda Batman’da tiyatro yapmanın zorlukları ve avantajları oluyor. Yeni şehirleşen bir ilde ilk defa tiyatroyla tanışan insanlara oynuyorsunuz. Ve onları tiyatroyla tanıştırıyorsunuz. Onlara doğru temelde tiyatroyu anlatma imkânınız oluyor. Tiyatroyla ilk defa tanışan bir halk için tiyatro ilk aşk gibidir. Bu aşkı hoyratça da kullanabilirler. Bu anlamda da dezavantaj pozisyonu doğuyor.

Diyarbakır’a komşu olmamız, Diyarbakır’ın sanatsal bütün etkinlikleri emiyor olması da işi biraz zorlaştırıyor. Sanatımızda Diyarbakır’ın yansımalarını görüyoruz.  Bunlar da işin zor yanları.

TÜRKAN: ATÖLYE ÇALIŞMALARINIZDAN SÖZ EDER MİSİNİZ?

KORKMAZ: Yeni dönem başladı. Şu anda 6 yeni kursiyerimiz var. 20 gün daha devam edecek kursiyer alımlarımız. Toplamda yüzlerce insan bu atölyeyi bitirdi. Burası bir sanat kurumu. Buraya gelenlere tiyatroyu öğretiyoruz. Eylül-Ekim’de başlayan atölye çalışmalarımız Haziran’da bitiyor. Bu dönem için başvurular devam ediyor.

 

TÜRKAN: ÇOCUKLARA YÖNELİK ÇALIŞMALARINIZ NELERDİR?

KORKMAZ: Geçen sene sokakta mendil satan, cam silen, çeşitli işlerde çalışan 13 çocuğu atölyemize aldık. Onlarla tiyatro oynadık. 9 aylık bir atölye çalışmamız oldu. 9 ayın sonunda Burak Fadıl yönetmenliğinde ve Kültür Bakanlığı’nın desteklediği Sobe adlı bir oyun çıkardık. Bunun belgeseli yapıldı. Yakında gösterime girecek. Sokaktaki çocuklarla, normal çocuklar arasında tiyatro yapmanın şartları çok farklılaşıyor.

 

TÜRKAN: NEDEN SOKAKTA ÇALIŞAN ÇOCUKLAR?

KORKMAZ: Geçen sene başlarken yakın çevremde 4–5 kişi gelerek çocuklarına tiyatro eğitimi vermemizi istediler. Parası neyse verelim dediler. Ben de durup düşündüm. Parası olan ailelerin çocukları hayatlarının bir dönemlerinde tiyatroyla tanışıyorlar ya da bunun eğitimini alıyorlar. Ama varlıklı olmayan ailelerin çocukları, tiyatroyla ya hiç tanışamıyor ya da çok geç tanışıyorlar. O halde bu çocuklarla atölye çalışması yapmalıyız diye düşündüm. Yaşadığım coğrafyadaki insanları güzelleştirmek adına böyle bir çalışmaya imza attık. Biz Kürtler zaten bu ülkenin ötekileşmiş halkıyız. Bu çocuklar da bu halkın ötekileşmiş çocukları. Bu çocuklara kucak açtık. Hepimizin hor gördüğü o çocuklar sahneye çıktılar, Yılmaz Güney Sinema Salonunda oyun oynadılar ve ayakta alkışlandılar. Hor görülenler ve ötekileşmiş olanlar da alkışlanabiliyor, bunu göstermek istedik.

 

TÜRKAN: BATMAN’DA YAPTIĞINIZ ÇALIŞMALARDA KAÇ OYUN ÇIKARDINIZ?

KORKMAZ: Şimdiye kadar Batman’da 2 yetişkin, 3 çocuk oyunu çıkardık.

 

TÜRKAN: BU YIL HANGİ OYUNLARI SAHNELEMEYİ DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

KORKMAZ: aklımızda 2 oyun var. Muzaffer İzgü’nün Duvar isimli oyununu Kürtçe sahneleyeceğiz. Bunun çevirisini yaptık, şu anda çalışıyoruz. Bir de Turgay Nar’ın Çöplük adlı oyunu için provalara başladık. Bunun yanında çocuk oyunu da olacak tabi. Çocuklar için çıkardığımız Minik Maymun, hala devam ediyor. Kürtçe ve Türkçe oynuyoruz.

 

TÜRKAN: İLERİYE DÖNÜK PROJELERİNİZ VAR MI, VARSA NELER?

KORKMAZ: Hedeflerimin arasında Tiyatro Araf’ı Araf Sanat Merkezi haline getirmek var. Bu anlamda çalışmalarımız var. Edebiyat, sinema, müzik, piyano, gitar, yaratıcı yazarlık atölyelerini oluşturmak istiyoruz. Bütün sanat dalları birbirlerinden beslenirler. Sadece tiyatro, bir ayağı olmayan bir sandalye gibidir. Bu yüzden Araf Tiyatro’yu Sanat Merkezi haline getirmek ve oluşturduğumuz kulüplerle yaptığımız sanatı geliştirmek istiyoruz.

 

TÜRKAN: TİYATROCULUK HAYATINIZ BOYUNCA SİZDE İZ BIRAKAN BİR OYUN YA DA REPLİK VAR MI?

KORKMAZ: Salpa oyununda bir replik vardır. Salpa’nın kıyafetleri karakolda çıkartılır. O şekilde karakoldan çıkmak zorunda kalır. Eve gidecektir. Ama çırılçıplakken nasıl giderim diye düşünür? Salpa’nın arkadaşı, ona seslenir. “salpa, sen elbiseli mi geldin ki elbisesiz gidemiyorsun?” bu replik, bende iz bırakmıştır. Yaşarken biriktirdiklerimiz ve vazgeçemediklerimiz olmadan da yaşayabileceğimizi gösteren bir repliktir.

 

TÜRKAN: TİYATROYA İLGİSİ OLAN ÇOCUKLARA VE GENÇLERE NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

KORKMAZ: Tiyatroya ilgi duyan herkesi Araf’a bekliyoruz. Burada atölye çalışmaları yaparak kendileriyle oynamaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum. Tiyatroya ilgisi olan herkes kapımız açıktır.

 

TÜRKAN: ÖRNEK ALDIĞINIZ BİR SANATÇI VAR MI?

KORKMAZ: Örnek aldığım çok sanatçı var. Bertolt Brecht, Tuncer Kurtiz, Yılmaz Güney, Halil Uysal, örnek aldığım sanatçılar arasında. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, Batman’da 20 sene önce bu ilde tiyatro yapan insanlar var. Bu serüvenin içine giren sanatçılarımız var. Onları yâd etmek, emeklerine saygı duyduğumuzu da iletmek istiyorum.

 

TÜRKAN: SON OLARAK NE SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

KORKMAZ: Tiyatroyla ilgili yapılan sohbetlerin daha da artmasını, tiyatronun daha çok konuşulmasını temenni ediyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ANKET TÜMÜ
BATMAN'IN SİZCE EN ÖNEMLİ SORUNU NEDİR?
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
29 Nisan 2024 e-gazete