ANA SORUN, ANA MUHALEFET

01-08-2018

Hepimiz ve herkes şahittir ki ana muhalefet, asli görevini adam gibi yapsaydı, yapabilseydi ülkemiz bu durumlara gelmeyecekti, bu yaşanan gri dönemler, belirsizlikler, olmayacaktı.

Ana muhalefetin penceresinden ve bakış açısına göre yazıyorum.

Sayın Erdoğan’a diktatör dediler.

Tek adam rejimi dediler.

Ülkede demokrasi ve adalet yok dediler.

Yolsuzluk diz boyu dediler.

Ne demediler ki?

Ana muhalefeti, dediklerinden ötürü doğru veya yanlış eleştirmeden, sadece eleştiri ve pasifliklerinden söz etmeye çalışıyorum.

Ayrıca bendeniz iktidarın savunucusu ve avukatı da değilim, olmaya da niyetim yok.

Zaten fazlasıyla savunanlar var.

Bana ne ihtiyaç var ne de olmalı.

Bir basın mensubu olarak salt doğruları ve net bir tarzda gördüklerimi, sosyal medyada yazılanları, gözlemlerimi yazıyorum.

Ana muhalefet, yaklaşık 50 yılı aşkın yarım asır denecek kadar geçen bir zaman sürecinde tek başına iktidar olamamış.

Oturup özeleştirilerini yapsınlar.

Kendilerini bir kaç filtreden geçirsinler.

Neden iktidar olamıyorlar, sorgulasınlar.

Nerede hata yaptıklarını arayıp bulsunlar.

Eğer onların dedikleri doğruysa, diktatörlük varsa, tek adam rejimi varsa, işler yolunda değilse, her şey allak bullaksa kendileri ne iş yapıyorlar?

Niçin asli görevlerini titizlikle ve yasal olarak yapmıyorlar?

Halka inmeyi bilmeyen ve adam akıllı projeleri, kadroları olmayan ana muhalefet, kendi içinde bir kaç dala ayrılıyor.

Hır gür ederek, sık sık olağanüstü genel kongre isteyerek Genel Başkanlığa soyunanlar, halkın gözleri önünde ilke ve prensiplerden uzaklaşıyorlar.

Etik olamayan davranışlarda bulunarak, kendilerini küçültüyorlar ve güven kaybına uğruyorlar.

Hal böyle olunca da atı alan bırakın Üsküdar’ı geçmeyi, Ankara, Yozgat’ı bile geçmiş olmuyor mu?

Hatırlayacaksınız Sayın Erdoğan, tüm basının önünde ve bir çok TV kanallarında “biz bu ana muhalefetten çok memnunuz dostlar başına” diye söylemlerde bulundu.

Demek oluyor ki pasif ve plansız, projesiz güven kaybı yaşayan ana muhalefet, her zaman iktidarın ekmeğine tereyağı bal kaymak sürmüştür.

Hakikatten dostlar başına olmuş olmuyor mu ?

Son günlerde kongre için yapılanlara bakın;

Kelimenin tam anlamıyla koca bir rezalet yaşanıyor CHP’de, birbirlerine girmiş dudumdalar.

Benim bile sosyal medyada Gönüllerin Cumhurbaşkanı diye yazmış olduğum Sayın İnce’nin yaptığına bakın.

“Bir daha genel başkana rakip olmam” diye söz verdiği halde gelinen duruma bakın.

Harala gürele adamı devirmeye çalışıyor.

24 Haziran gecesinde çıkıp konuşmamakla, açıklama yapmamakla kafalarda soru işaretleri ve çeşitli komplo teorileri yazılmasına neden olmuş, olmadı mı?

CHP gibi tarihi ve saygın bir parti, bunu hak ediyor mu?

Bu böyle mi olmalıydı?

Bana kalırsa CHP ve yöneticileri, kendilerini cesaretle, mertçe eleştirip hatalarını bulup telafi etmedikleri sürece ana muhalefet biraz da ana sorun olmaya devam edecek ve parçalanacak.

Haliyle de bu davranış bozukluğu, bu istikrarsızlık, ister istemez iktidara mevcut hükümete yarayacak.

Onların istedikleri olmuş olacak.

En azından bu hataları her seçimde malzeme olarak ekleyerek, abartarak kullanacaklardır.

Bu durum da onlara fazlasıyla oy getirecektir.

İstedikleri de bu değil mi zaten?

Siz birden fazla penaltı yaparsanız eski bir futbolcu olan Sayın Erdoğan, elbette ki sizi ters köşeye yatıracaktır. Yatırıyor da nitekim.

Zaten hakemler de Allahlık.

Küme düşen CHP olacak, oluyor da…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?