Geçen hafta “Bıçak Sırtı Seçim” diye seçimle alakalı bir makale yazmıştım.
Gerçekten de Uluslararası araştırma şirketlerinin yaptıkları son anketler “Bıçak sırtı” deyimini doğruladılar.
Seçim yasakları yüzünden oy oranlarını açıklamayan anket firmaları Baraj konusunun kritik eşikte olduğunu söylediler. Ancak şunu belirtelim ki, Anket firmaları da artık objektif değildir.
Nesnel olmayan anket firmalarına da güven olmayınca öngörülerle seçimin ne olacağına karar veriliyor.
Seçimden sonra ne olacak?
Sorusuna gelince konu yine baraj meselesine takılıyor.
Buna göre iki şık önümüzde duruyor.
Birinci şık, yani HDP’nin kritik eşikle barajı geçmesi durumunda farklı bir kulvara giriliyor. Buna göre HDP birinci aşamayı geçip Türkiyelileşme yönünde önemli bir adım atmış olacaktır.
HDP’nin önünde artık bir sonraki hedef yani Ana muhalefet partisi olma hedefi belirecektir. Ana muhalefet partisi olmak için de ciddi bir oy oranı gerekecektir. Oy alabilmek ve Türkiye Partisi olmak için kendine yakın hissettiği kesimlere yönelecek HDP için ciddi bir çalışma başlayacaktır.
Özellikle Batı sol oyları, Hıristiyan ve Ermeni oyları, Alevi oyları, LGBT oyları v.s. HDP için önemli olacaktır. Söylemler bu tür kesimlere yönelik olacaktır. Doğal olarak HDP daha yumuşak bir tavır ile hedefine doğru yol alacak ve diğer partiler (CHP, MHP, AK Parti) mesabesine gelecektir.
İkinci şık ise, HDP’nin barajı aşamaması durumudur. Bu durumda HDP küskünleri oynayıp özellikle Doğu ve Güneydoğu’da sertlik gösterecektir. Baraja yakın olması muhtemel olduğu için de sandıkların tekrar sayılmasını isteyecektir.
Oyların çalındığı iddiası ile YSK’ ya başvuracak ve sandıklar tekrar açılacaktır. Bu durumda 6-7-8 Ekim günleri yaşanır mı? 6-7-8 Ekim olaylarında Devletin tepkisiz kalması sonucu 50’den fazla insan ölmüştü.
Ancak seçimden sonra 6-7-8 Ekim olayları gibi uzun süreli bir kaos olacağını zannetmiyorum. Devlet, seyirci kalması durumunda nelere mal olacağını bildiği için aynı şekilde davranmayacaktır.
Önümüzdeki süreçte neler yaşanacak?
Bilinen gerçek şu ki, HDP barajı aşarsa Türkiye partisi olma yönünde değişime uğrayacağıdır. Demokratik süreç de bunu gerektirmektedir. Türkiye’yi yönetme hedefi olan bir partinin Türkiye halkına hitap edebilmesi için de bu bir zorunluluktur.
