Türkiye yıllardır Amerika ile müttefik olması nedeniyle beraber hareket etme durumunda kaldı.
Ancak müttefik olma genellikle Amerika’nın menfaatleri olduğu zaman gündeme geldi.
Amerika ne zaman ki Türkiye’ye muhtaç olursa bir şekilde Türkiye’yi sıkıştırır ya da Türkiye’nin zayıf noktalarını açığa çıkarır.
Türkiye, Suriye karışıklığında Amerika ve Avrupa ile beraber hareket etmeyi uygun gördü. Oysa ne Avrupa’dan ne de Amerika’dan dost olunmayacağını geçmişe baktığımızda görürüz.
Tarih, Amerika’nın Türkiye’yi zor durumlarda nasıl yalnız bıraktığını, ihanet ettiğini ve ikili oynadığını bize anlatır.
Menderes’e darbe yapılmasında, Kıbrıs Harekâtında Türkiye’nin zor duruma düşmesinde hep Amerika’nın etkisi ve rolü vardır.
Tarihin Amerika’nın ihanet ve sinsilikleri ile dolu olması bizim ona güvenemeyeceğimizi bize öğretemedi. Ya da zor durumda kalmamızdan dolayı Amerika’ya tavizler vermek zorunda kaldık.
Bu tavizlerden biri de İncirlik Üssü’nün Amerika’nın Suriye’yi bombalaması için Amerika’ya açılması idi.
“Arap Baharı” diye tabir edilen ve Arap Dünyasının parçalanıp yok edilmesi Projesinde İsrail aktif rol oynuyordu. Ama İsrail perde arkasında duruyordu.
Suriye rejimi devrildi devrilecek mantığı ile Muhalif örgütler desteklendi ama Suriye çok Uluslu bir alan olduğu için iş uzadıkça uzadı.
İşin uzaması Suriye’de yaşayan halkın ölmesi, aç kalması, bombalanması, mülteci konumuna düşmesine sebep oldu.
Diğer taraftan Amerika ve İsrail Suriye’yi üç parçaya ayırmaya niyet edip olayı projelendirmişlerdi.
IŞİD sadece ara dönem müteahhidi olacaktı. Yani üç parçalı döneme geçişte kullanılacak taşeron örgüttü.
Türkiye ve Barzani yakınlaşması; hem ABD ve İsrail’i hem de “Şangay Beş” listesindeki, Rusya, İran ve Çin’i rahatsız etmişti.
Bu arada Şangay zirvesinde de projeler hazırlanıp Beşar Esed ikna edilmişti.
Bu projelere Türkiye müdahale edemiyordu.
Oysa yapılan Projeler ve Projelerin gerçekleştirilmesi adına yapılan uygulamalardan Türkiye rahatsız oluyordu.
Çünkü Türkiye’nin güneyinde Türkiye’nin istemediği Devlet ya da Devletçikler kurulması öngörülüyordu.
Tüm bu durumlar neticesinde Türkiye Suriye ile yakınlaşmak zorunda kalıyordu.
Türkiye için Suriye’nin bütün olarak kalması parçalanmasından daha iyi olduğu için Suriye ile gizli görüşmeler yapılacaktı.
Elbette bu görüşmeler İran ve Rusya ile yakınlaşmayı da gerektirecekti.
Türkiye, İran, Suriye ve Rusya Suriye’nin tek parça olarak kalması konusunda işbirliği yapabilecek ülkelerdir.
O halde söz konusu dört Devlet görüşmelerde bulunup aralarındaki sorunları çözmeleri Dört Devletin de lehine olacaktı.
Eğer bunu başaramazlarsa ileride Dördünün de sıkıntılı süreçlere girmesine yol açılacak.
